Ehehe mereba!

Saçı başı nedeniyle insanlıktan çıkmış bir Cessie olarak hepinize merhaba diyorum kütüphaneden! Saç mevzumu bir iki bilen var, bir ara yeşerdiler de normale dönemediler kendileri ^^ Bi zaman anlatırım onu da.

Pazartesi günü ilk labım çok güzel geçince kendime ödül vereyim dedim. Baktım pazartesi boş bilgisayar yok bu gün de şansıma bilgisayar buldum, bu güne ertelemiş oldum ödülümü son derece istemsiz bi' vaziyette.

Buralara alıştım biraz daha. Gerçi dün yorgunluğun da etkisiyle bi ara yine vızıldandım ama geçti. Bir kase yeşil zeytin yedim öküz gibi, banyo yaptım. Banyo iyi geliyor, depreyen banyo yapsın.

Ebru'cum bayram için gidiş biletimi ayırtmış. Yarın veya cumartesi onu almaya gidicem, bir hafta içinde almazsam başkasına satacaklarmış. SATTIRTMAM HÜLEYN!

Lab dedim devamını getirmedim, meraklanın diye hep. Meraklandınız mı? Lab demem üşenmemden değil, nasıl yazıldığını bilmememden. Du gelmişken bakayım. Karışıyor çünkü, zor bir kelime o. LABORATUVARmış doğrusu. Hep birlikte öğrendik sayemde. Artık üşendiğimden lab diyeceğim, cehaletten değil.

Neyse pazartesi günü sabah dersimiz vardı normalde, o salıya alınmıştı. O yüzden öğlene kadar uyudum. Mis gibi hemi de. Güne güzel başlayınca insan devamı da güzel geliyor demek ki.

Genel Biyoloji Labı vardı saat ikide mi üçte mi ne. O da akşama kadar sürüyor. Nasıl geçer ki diyordum, eğlenceli geçiyormuş. Bir hafta botanik, bir hafta zooloji görüyoruz. Bizim botanik haftamızdı. Neyse gittik önce hocalar mikroskobu falan tanıttılar. Sonra her birimize kimliklerimiz karşılığı bir mikroskop emanet ettiler. (Beyaz önlüğümü giydiğimi de belirtmek isterim ^^) Şişe mantarı enine kesiti inceleyecektik. Hocaların benç dediği -şimdi nasıl anlatsam bilemedim,nasıl yazsam onu da bilemedim söylendiği gibi yazdım ^^- dörder kişilik sıralar var. Lavabo falan var kenarında. İşte biliyorsunuzdur. Bana yer kalmadı onların herhangi birinde. Ben de gidip hocaya durumu belirttim, "Sen bizim bence geç" dedi. Oraya geçtim bi başıma. Başta biraz tuhaf geldi, herkes kaynaşmış ben tekim. Allah bir ben tekim, Hülya Avşarlar, Gülben Ergenlerle onlar ben tekim. Ama neyse mantardan ince kesit almaya uğraşırken daldım, unuttum onları. (Ay burası bizim odadan sıcak, burda mı yaşasam?) SONUNDA düzgün bir kesit almayı becerdim. Hoca da beğendi hatta.

Sonra soğan hücresi inceledik. Canlı / cansız hücre ayrımını görelim diye öyle yapmışlar. Biri eciş bücüş diğeri daha yoğun. Neyse sonra da soğanın mor olan kısmını inceledik. Daha doğrusu ona şekerli su damlattık plazmoliz olayını gözlemledik. Muhteşemdi. Arada gelen geçen orda beni hoca sandı, şunu aliym mi, bunu nasıl yapıcaz diye sordular, o rahatsız hissettirdi biraz ama onun dışında çok hoştu *.* Hoca kesitim için "Çok güzel bi' örnek olmuş" dedi *.* Beyle seke seke gittim eve.

Sonra dün iğrençti mesela. Genel biyoloji güzeldi aslında, o rüya gibi geçti. Mikrobiyoloji azıcık moralimi bozdu.

BİYOLOJİ DÜŞÜNENLERE NOT!
Canlarım, burada bize kimya öğretiyorlar. Hemi de bildiğin öğretiyorlar. Maddeden başladık, periyodik tablodur, elektronun keşfidir, çözeltidir, asittir, bazdır devam edeceğiz. Bunu bilesiniz diye söylüyorum çünkü hocaların hepsi BİR BİYOLOG İÇİN KİMYANIN GEREKLİ OLDUĞUNA can-ı gönülden inanıyor -ki muhtemelen haklılar. Benim gibi kimyadan hoşlaşmayan insanlardansanız bilin yani. Gerçi şimdilerde "biyoloji için gerekliyse öğrenirim hüleyn" modundayım. *.*

Ha bir de, Ali Demirsoy emekli olmuş. Dersime girmeyecek olması üzücü tabi :/ Ama böyle bir ihtimal olduğunu biliyordum zaten, şaşırmadım.

Kimya demişken, kimyacı çok anlayışlı bi' adam. Cidden sempatik falan. Ama blok ders yapması "Lan Esin'i dinlemeyip ilaçlarımı kullansam mı?" diye düşünmeme neden oldu çünkü dersin ortasında kendimi "Acaba ekmekle salam mı alsam? Akşam acıkınca yerim" diye düşünürken yakaladım! Sınıfta dersin uzun olmasının bizi yorduğunu hocaya belirttiler ama "İleride üç saat, beş saat süren konferanslara gideceksiniz. Alışın." dedi. İlacımı alayım ya ben. Valla alayım.

Imm bunlar dışında söyleyecek bir şeim var mı acaba?
Burada yemekler güzel ve ucuz. Ehehe en önemli şey insanın karnının doyması canlar. Gerçi bir ara bamya bir ara da saçma bi köfte çıktı ama ossun. Pilav milav da olduğundan doyuyor insan.

Ne zamandır müzik dinleyemiyordum "zırıldamaya başlarsam" diye düşünerek ama iki gün önce denedim, bi'şey olmadı.

Bakalım, bakalım...
Imm bu kadar galiba. Boş bilgisayar bulursam uğrarım yine canlar.
Beni özleyin *.*