12 Nisan 2013 Cuma

Ayşenur'a demiştim ki bir keresinde, "Hani bir söz var, biliyor musun? 'Biz birbirimizi yaralarımızdan tanırız.' Öyle oldu bu biraz." Biz birbirimizi yaralarımızdan tanırız, bazen birileriyle yaralarımızı iyileştirmeye çalışırken tanışırız da olması gerekenden büyük yerler veririz kalbimizde, sırf o an yanımızda oldu diye. Yani biz deri değiştiren bir yılan kadar savunmasızken...

Bilemiyorum, hayat sevdiğim insanların canını acıtınca benim canım da acıyor. Bir yerlerde bir yanlışlık varmış gibi geliyor, ne yapacağımı bilemiyorum. Çünkü hayat her defasında canı en yanmaması gereken kişileri, en hak etmeyenleri, en hassas olanları seçiyor...

Bu gün onun sesi o kadar yorgunken, telefonda ağlarken ben burada ne yapıyordum ki? Böyle zamanlarda birbirimizin yanında olamadığımızda sanki yan yana bulunduğumuz her an yitiriyor değerini... 

Biz birbirimizi yaralarımızdan tanırız.
Bu böyle.
En tuhafı da farklı nedenlerle aynı hissetmemiz. 
Şu an onun daha yoğun yaşıyor oluşu ve benim susuşum...

And the tears come streaming down your face 
When you lose something you can't replace 
Tears streamin' down on your face 
And I 
I will try the fix you

4 yorum:

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;