10 Mayıs 2013 Cuma

Son birkaç gündür blogum kapalıydı diğer insanlara. Sevdiğim, yorumlarına değer verdiğim, burası sayesinde tanıştığım insanlara yorum bırakarak, mail atarak ulaşmaya çalışıyordum. Böylece beni gerçekten takip eden insanlarla bir şeyler paylaşacaktım. Sadece onlar görebilecekti blogumu. Tabii bu beni yeni insanlar tanımaktan belki alıkoyacaktı, ya da onların beni tanımasından. Peki nereden çıktı bu durup dururken? Evet artık dilediğim gibi yazma özgürlüğü buluyorum kendimde... Kimse kırılmasın, üzülmesin diye kendimi kasmama da gerek yok.

Sene başında iki insanla tanışmıştım. Biri Burcu -ki o da blog yazmaya başladı. Bir diğeri de Utku'ydu. Biz ilk tanıştığımız akşam, oturup çok güzel sohbet etmiştik. Saha sonra ben bir şekilde blog yazdığımı söylemiş bulundum. Böyle olunca Utku da sordu nasıl ulaşabileceğini. Ona ulaşamayacağını söyleyebilirdim, normalde beni tanıyan insanların blogumu okumasından hoşlanmıyorum. Ama o zaman pek de iyi tanışmıyor olduğumuzdan belki, söylemekte sakınca görmedim ama belirttim "Lütfen bu blog meselesi aramızda kalsın." Onlar da bu konuda bana güvence verdiler, hatta çok iyi hatırlıyorum ki Utku "Tabi canım, söylemene bile gerek yok, tabii ki" demişti.

Yalnız son zamanlarda fark ettim ki Utku her fırsatta bi yerlere blogumu sokuşturmayı adet edinmiş. Geçenlerde yine bir kitapla ilgili konuşurken, kitabı ve hakkındaki düşüncelerimi anlatmaktan kaçınınca Utku "Nasılsa birkaç gün sonra bloguna düşer" dedi kalabalık bir arkadaş grubu içinde. Sonra sevgilisi sordu. Ben de blogumu paylaşmak istemediğimi, tanıdığım insanlar tarafından okununca rahatsız olacağımı belirttim. Utku "Utanıyorsun, rahatsız oluyorsun, 400 takipçin var. Bir de utanmasan..." gibi bir yorumda bulunup sevgilisine "Ben sana sonra söylerim" dedi. Rahatsız oldum bundan, "Sana bir şey söyledim, söylediğime söyleyeceğime pişman ettin Utku" dedim ve bu da bardağı taşıran son damla oldu.

Utku öyle olduğunu iddia etse de zannediyorum benim arkadaşım değilmiş, hiç olmamış, olmak da istememiş. Hayatımda hiç kimse bana bu kadar saygısız davranmadı. Ben de hiç kimseyi bu kadar tolere etmedim. Çünkü şu veya bu şekilde onu kırmış olduğumu düşündüm. Yaptığı her şeyi anlayışla karşılamaya çalıştım, tepki göstermemeye çalıştım. Ama fark ediyorum ki bunun mümkünatı yok. Çünkü o bunu istemiyor. Gözümün içine baka baka, rahatsız olduğumu göre göre "Ben sana sonra söylerim" diyebiliyor, ki ben onun samimiyetine güvenerek, bunu bana karşı kullanmayacağını düşünerek blogumun ismini vermiştim. Hata etmişim. Bunu yapan insan eminim ki linki verip "Söylüyorum ama Cessie bilmesin" de der. Benim için önemli olan bir şeyin bir başkası için önemli olmamasını anlarım, ama buna saygı duymamasını ne anlayabilirim, ne de kabullenebilirim. 

Bu düşüncelerimi Utku'yla paylaşmadım henüz. Ama blogu okumaya devam ediyorsa görecektir. Sevgilisinden hiçbir şey saklamak istemiyor olabilir. Bir süre sonra, gerzekçe, birbirlerine hiçbir kişisel alan bırakmadan feysbuk şifrelerini falan da verebilirler. Bu kaynaşmışlığı hiç anlamadım, hiç anlamayacağım ama beni ilgilendirmez. Ki onların kaynaşmışlığı değil söz ettiğim. Herhangi bir çiftin birbirlerine kişisel alan bırakmayışı. Utku ve kız arkadaşına has bir şey gibi anlaşılmasın. (Kız arkadaşı, sevgilisi diyorum zira bu ismini zikretmeyip onu bu olaydan tamamen ayrı tutmak için. Çünkü çok tatlı bir kız ve onunla hiçbir sorunum yok. İçten, sıcakkanlı. Seviyorum kızı normalde, bu nedenle olaya karıştırmak istemiyorum.) Neyse dediğim gibi, sevgilisyle istediğini paylaşabilir. Ama benim özelimi, özel bulduğumu, söylememesini istediğimi paylaşamaz. Paylaşıyorsa şayet, o zaman da ben onunla arkadaşlığıma devam edemem.

Bu şekilde davranması beni çok şaşırttı. Ama aslında şaşırtmamalı. Neyse Utku hakkında daha fazla olumsuz yorumda bulunmak istemiyorum. Sadece, artık onunla -tabii ki küsecek değilim çocukmuşuz gibi ama- herhangi bir şey paylaşmak istemiyorum. Çok fazla ortak arkadaşımız olduğu için görüşmememiz mümkün değil ama bu görüşmelerden hoşlanmayacağım bir gerçek. Ama düşününce, bu yüzden blogu kapatmak zorunda değilim. Liseden beri yazıyorum ve hiç kimsenin saygısızlığı, güvenilmezliği yüzünden yapmak istediğim şeyden ve bunu yapma biçmimden vazgeçmeyeceğim. Zannediyorum bunun üstesinden gelebilirim.

18 yorum:

  1. Blogunun urlsini degistirirsen ve eger bahsettigin kisi senin takipcin degilse seni bulamayacaktir cessie. Tabii yillardir kullandigin url den vazgecmek istemezsen bu cozumun de gayet guzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisini de yapmiycam. Normal devam edicem yazmaya.

      Sil
  2. gerçekten sinir bozucu yaşadığın. ben de tanıdığım kimselerin okumasından rahatsız olurum diye düşünenlerdenim bu arada...

    YanıtlaSil
  3. Öyle olunca insan önemsenmediğini hissediyor işte ama karşı taraf anlasa :0

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemsenmediğimi hissetmemi umursayacağını sanmıyorum.

      Sil
  4. Balık'ım;

    Sen yıllardır yanıbaşımızda olan; üniversiteyi kazandırdığımız, üniversite hayatına uyum sağlamasını takip ettiğimiz tatlı mı tatlı Cessie'mizsin bizim! Gitme; aman sakın.

    Ve insanlar; acıtmak konularında üstlerine yok onların. Ama acımasın canın, her insan bir diğerinin yüreğini yaktığında kanaatimce kendinden ödün vermiş oluyor biraz. Sen bir şey yitirmedin; ama arkadaşın önce güvenin sonra da saygını yitirmiş baksana... Keşke yaşanmasaymış böyle bir şey; ancak olmuş. Ve ileride de olma ihtimalleri vardır elbet. Önemli olan, olaylar karşısındaki duruşumuz!

    Sen yanlışları ve utanılacak yaşanmışlıkları olmayan bir kızsın. Saklayacak bir şeyin olduğunu da düşünmüyorum; başın dik!

    Yazmaya devam Balık'cım.

    Seni seven;
    Luna.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Luna'm zaten rahatsız olmamın nedeni yanlışlarımın olması göstermek istemediğim şeyler olması değil ki. Böyle şeyler olsa zaten burada yazmam, internet ortamında yayınlamam. Sadece, daha önce de böyle şeyler yaşandı, insanlar salak saçma yorumlarda bulunuyor ve ben bunlara katlanmak istemiyorum. İşte yazdığım alakasız bir şeyi üstüne alınıp hesap soran oluyor, benim önemsediğim bir şeyle fütursuzca dalga geçmeye kalkışanlar oluyor. Bunları duymak zorunda değilim sadece.

      Evet, güvenimi yitirdi. Zannetmiyorum ki bana saygı duyuyor olsun. Olsa böyle bir şey yapmaz. İnsanlar kırılmasın diye cidden çabalıyorum ama belki de yersiz bir çaba bu aslında. Bilemiyorum.

      Sil
  5. okudum ki.
    gelicam toptan yoruma.
    ivit yersiz çaba.
    :)

    YanıtlaSil
  6. tanıdığın birinin blogunu okuması, yazmanı o kadar kısıtlıyor ki.
    mesela geçen gün okuldan yakın bi arkadaşıma blogumun adresini verdim, hem artık saklamak istemediğimden, hemde kendi bulursa korkusuyla :)
    neyse blogumun adresini ona verince eski yazılarıma girip onun hakkında yazdığım bazı şeyleri silmek zorunda kaldım.
    ve şu anda bazen yazıcağım şeylerde "ama o bunu okuyor, bunu yazamam" yaşıyorum hep.
    blogumuzun bizim için ne kadar özel olduğunu anlayamayabilir herkes.belli ki o da anlamamış. ama bu yazını okursa sana karşı yaptığı ayıbı farkedicektir.boşver.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O en yakın arkadaş şeysini ben de yaşadım. En sonunda okumasını yasakladım. :D
      Anlar mı anlamaz mı bilmiyorum, ilgilenmiyorum.

      Sil
  7. yok anlamıyorum, sanırım hiçbir zaman anlayamayacağım da.
    bu nasıl bir umursamazlık ve duyarsızlık?
    garip insanlar var Cessie'm ve yaptıklarına anlam vermek için uğraşmak boşuna zaman kaybı belki de..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında kötülüklerinden değil.
      Kimse doğasının dışına çıkamıyor sadece...

      Sil
  8. Eğer hatasını fark etmesi için oradaki tavrın ve cevabın yeterli olmuyorsa da bunun için uzun bir kompozisyon yazma gereği duyuyorsan (ki aslında bunun için değil, içini döküyorsun sonuçta ama sen anladın ne demek istediğimi) o ne kadar anlamış olsa da aynı hatayı tekrarlayacak. Blogunun hayatında büyük bir yer kapladığını düşünsem ve hatta emin olsam da şöyle bir şey demeliyim; eğer hayati bir konuda bir sır vermiş olsaydın şu anda biri ölmüştü.
    Bu durumda az kalsın blogun ölüyordu denebilir.

    Bir yerlere varmayı düşünmeden yazmaya başlayınca zor oluyormuş. Ama buradan varmayı planladığım ve nasıl ulaşacağımı bilmediğim sonucu özetlemek gerekirse; "Ay hiyır yu sista!"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha :D
      Her zaman olduğu gibi yine ilginç bir bakış açısı. Blogumu öldürmelerine izin vermem sanıyorum. Daha hayati bir konuda, çok fazla tanımadığım birine sır vermezdim. Bu küçük sırrı vererek anlamış oldum ki, ona hayati konularda kesinlikle ama kesinlikle sır vermemeliyim. Bunlar hep deneyim :)

      Sil
  9. Kötü niyetli mi yoksa sadece çenesini tutamadığı için mi yapıyor bunu onu tanıyan biri olarak sen bilirsin. Bazı insanlar bunu özellikle yapıyor ve bundan zevk alıyor. Kimileri sır tutmaz vs. vs. Her çeşit insan var işte.

    Blogu tanıdıkların okuması hakikaten kötü şey. Hele günlük gibi kullananlar için çok daha sıkıntılı olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meh. Niyeti ne bilmiyorum ama artık umursamıyorum da.

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;