Resmen göçebe gibiyim. Yastığım, yorganım, yazlıklar, kışlıklar derken bir sürü eşya ve çanta oldu getirecek. Babamla geliyoruz diye annem doldurdu da doldurdu anlayacağınız.
Ankara'ya sabahın köründe vardık. Bizi Bayram Abi aldı. Kampüse geldik, kaldığım binaya girdim, görevliden odamın anahtarını alıp dışarı çıktım- ve Burcu'yu gördüm karşımda, hemen hemen aynı anda gelmişiz. Eşyaları hep beraber odaya taşıdık ve onları öylece bırakrık, Bayram Abi bizi kahvaltıya götürdü. Bir de bir akrabalarının kızı bizim kampüsteymiş, bu sene başlıyormuş, onla tanıştırdı. Şeyma adı. Onu sevdim. Sessiz, sakin bir kız.
Şeyma'ya biraz kampüsü gezdirdim, sonra Burcu'yla odaya gittik. Hemen eşyalara giriştik tabii. Her şeyi yerleştirdiğimizde bitmiş durumdaydık. Ama tabii hemen Mert'le ve Utku'yla görüşmek için çıktık. Onlarla oturduk bir süre, Mert kendini modifiye etmiş, yeni özellikler edinmiş falan, ona şaşırdık. O gece saat yedide yattık. Sonra ben bir onda, bir de ikide falan uyandım, ikisinde de Nohut'la mesajlaşmaya başladık ve ben ortasında tekrar uyuyakaldım O:)
Ertesi gün alış verişe çıktık. Şampuan, duş jeli, ketıl (nasıl yazılıyor bilmiyorum) çay, kahve ve çeşitli ev öteberisi aldık Burcu'yla. Bir de dayanamadık kitap aldık tabii.
kulağım delinirkene |
Güzel küpeler de aradık ama hiçbir yerde bulamadık.Bir yerde gözlükler denedik. Yusyuvarlak camları olan gözlüklerden denedim ben de, Utku da fotoğrafımı çekti.
Akşam yemeğini yemek için Sıhhiye kampüsüne geçtik. Oradan da Beytepe'ye döndük.
Bu gün de uyanınca banyo yaptım. Dün gece yapamamıştım çünkü kadın bir gün su değdirmeyin kulağınıza demişti. Su söyledik ama gelmedi suyumuz. Yemeğe çıkmadan Mert'le Utku'ya mesaj attım. Yemekten sonra çimlerde kitap okumayı önerdim. Böylece yanımıza kitaplarımızı da aldık.
Çimlere oturduk ve okumaya başladık. Ama yakınımıza bir kalabalık geldi ve çok ses yaptılar, bu yüzden oturmaya devam edemedik, kalktık. Yeşil Vadi'ye gitmeye karar vererek yola düştük.
Bir süre oradaki balıkları inceledik. Su çok kirliydi, bu yüzden yüzeye yakın yerlerde toplaşmışlardı. Sonra kalkıp kitap okuyabileceğimiz bir yer aramaya başladık ve çok güzel bir yer bulduk. Hemen de sahiplendik, yayılıverdik. Çok sevdik orayı.
Fotoğrafladık da.
*
*
*
Akşam yemeği vakti gelene kadar da böyle yatıp kitap okuduk.
Sonra da yemeğimizi yedik işte. Yazmadığım birkaç gün böyle geçti. Yarın yine gitmeyi düşünüyoruz.
Eöö, bu kadar.
Yaaa çok güzeeel.her gnün güzel olsun böle. son yere ayrıca bayıldığımı da belirtiim :-D
YanıtlaSilOraya biz de bayıldık, bi' de sahiplendik.
SilTemizlemeyi falan düşündük :D
Biz de çimenlerde kitap okumak için Seğmenler Parkı'na gideceğiz bugün, hava da güzel. Bak sana gösterecek yeni bir yer, Seğmenler; aslında bu fotoğraflardaki dörtlü olarak siz de bulabilirsiniz yerini :)
YanıtlaSilYandaki karpuzlu saat çok güzelmiş!
Güzel küpe derken nasıl bir şey var kafanızda?
Kettle.
Ya bilmiyorum ki Mina, güzel küpe işte. Kafamızda da hiçbir şey yok aslında herhalde. Kızılayda bişey bulamadık o.O Oysa bi dolu seçenek vardı
SilSeğmenler ha. E bir hafta sonu bunları sürükleyeyim o zaman ben! :D
Evet saat, kış gelince de portakal oluyor :D
Ailenden uzak kalıp göçebe hayatı zor olsa gerek. Bense kendimi bildim bileli Esenyurt'a çakıldım. Yanlışlıkla özel üniversite kazandığımda bile yine İstanbul'a çıkmıştı ki oraya da Esenyurt'tan bir minibüsle gidiliyor. Bu gidişte ancak askere giderken istanbul dışına çıkabileceğim.
YanıtlaSilAslında başta zordu ama şimdi alıştım, güzel bile geliyor. Bambaşka bir şehir, kafana göre takılabiliyorsun. En güzeli de gecenin köründe çıkıp kampüsü turlayabilmek :D
Silseneye böyle anılarım olur mu acaba? *.*
YanıtlaSilAnkara'ya gelirsem seneye seninle tıpkı böyle kitap okumalı, kızılay lı bir gün geçirmek istiyorum cessie'm! *.*
Summer sen hele bi gel de, orası kolay :) Bol okumalı Kızılay'lı günler geçiririz :)
Silgözlüklü fotoğrafın çok şeker :) saçlarını mı kestirmişsin sanki?
YanıtlaSilsahiplendiğiniz yer ne güzel :)
Eheh evet bir çılgınlık yaparak kestirdim saçlarımı.
SilGüzeldi, orayı mahvettiler -.-