1 Eylül 2013 Pazar

birsen tezer ve uzay ve şiir

Robinson Crusoe 389'dan sipariş ettiğim kitaplar cumartesi günü geldi. Ama ben cuma gecesini ağlayarak geçirmiştim ve cumartesi gününün de büyük bir kısmını baş ağrısı çekerek geçirdim. Böyle olunca, bir türlü yazmaya fırsat bulamadım.

Kutu Adam ve Kara Acı'yı biraz etkinlik vesilesiyle aldım. Doğum tarihimde doğan ya da ölen bir yazarın bir kitabını okumam gerekiyordu. Ancak etkinliğe dahil etmeyebilirim kitaplarımı çünkü ikisinin de sayfa sayısı 200'den az. Puan toplama gibi bir derdim yoktu, etkinlikleri bir sürü insanla birlikte kitap okuyor olma fikrinden hoşlandığım için seviyorum. Bu doğum yılında doğan veya ölen bir yazarın kitabını okuma olayı sayesinde, iki farklı yazarla tanışmış olacağım.

Kutu Adam, bir kutuda yaşayan ve dünyaya bu kutuya açtığı minik bir delikten bakan bir adamı anlatıyor. Hayli ilginç geldi bana. Bunu en azından bir gün ben de denemek istedim, yani kafama bir kutu geçireyim ve ona açtığım minik delikten bakayım. Belki yaparım, hiç belli olmaz! Kara Acı, bir sürgünü konu alıyor, hatırlamıyorum ama bir yerden bir yere sürülen insanlar. Villette ise Charlotte Bronte'nin. Onu biraz kapağı yüzünden almış olabilirim.

Bu güzellikler, canım sıkkın olunca, beni mutluluktan havalara uçuramadılar. Buruk oldu biraz. Ama yüzümü gülümsettiler. Şarkı Söyle Luna biter bitmez Kutu Adam'a başlayacaktım ama nedense başlayamadım. Cemile- Sultan Murat'a başladım.

Bu gün her şey bu gördüklerinizden ibaretti sanki. Yani biraz Edip Cansever'den, biraz müzikten, biraz internetten biraz da Aytmatov'dan...

Müzik demişken, gelin Birsen Tezer dinleyelim, bize İstanbul'dan bahsetsin.

Size söylemiş miydim, İstanbul'da yaşamaktan ne kadar korktuğumu... Küçükken gitmiştim ilk kez, vapura binmiştik. Çok kalabalık, çok karışık ve çok pis gelmişti. Sonra bir kez daha gittim ama sevemedim İstanbul'u...

Son gidişim daha farklıydı ama. Ankara'ya gittiğimde, bir şehir olarak demek istiyorum, orayı yadırgamamıştım. İstanbul için de bu böyleydi. Hatta denizi görmek güzeldi. Ebru'ya "Belki hayatımızın bir evresinde bu şehirde yaşamalıyız" demiştim.

Ben aslında ne anlatacağımı bilmeden başladım yazıya. Çünkü yine canım sıkıldı biraz, sevimsiz düşünceler ruhumu daraltmaya başladı. Biraz da okulu düşünüyorum.

Neyse...
Yazamayacakmışsam demek ki...
Gelirim yine, daha sonra. Daha neşeli hissettiğimde ve gerçekten anlatacak şeylerim olduğunda :)

14 yorum:

  1. Cessie benim sana çok acil mailden ulaşmam lazım. Blog aleminde bir etkinlik var. puellaignotum@hotmail.com adresine mesaj atabilirsen etkinliğin mesajını göndereceğim. :) yardımını bekliyorum! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mail attım :)
      Ay çok merak ettim neler oluyor?

      Sil
  2. Cessie, yeni kitaplarını güle güle oku, birsen tezer ve şarkıları hakkında diyecek lafım yok, her zaman büyülüyor beni ^.^

    YanıtlaSil
  3. cessiee nerdesin :D gir mailine :D

    YanıtlaSil
  4. Oh kitaplar mis gibi duruyor :)

    Birsen zaten sevilmez mi, ah güzel sesli kadın.

    Bilmem neden bi huzurlu geldi bana bu postun sevgili balık. ^^

    Sevgiyle,
    Luna

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kitaplar çok iştah açıcı ama daha kıyamadım okumaya :)

      Sil
  5. birsen tezer'i çok severim. bir de charlotte bronte'yi :)

    sevimsiz düşünceler, bırakın Cessie'min yakasını bakıyım :)
    kızdım onlara bak, iyi ol lütfen..
    her şey güzel olacak..
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, güzel olacak. Yeni bi dönem başlıyooor *.*
      İçimde bir his var, bence ben de seveceğim Charlotte Bronte'yi.

      Sil
  6. birsen tezer seviyorum.
    kutu adam ilgimi çekti bakıyim.
    ya ama şu ağrılar sıkıntılar olmasın yaaa.
    :)
    ne dolusun yineeee.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hiç olmasın valla ağrılar sıkıntılar. Şimdi de sırtım tutulmuş :D

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;