18 Ekim 2013 Cuma

dün olanlar

Evde o kadar sıkıldım, o kadar daraldım ki, Guni'ye "Hadi yarın dışarı çıkalım!" dedim. O da buna hevesliydi zaten ve ertesi gün için sözleştik. Saat birde buluşacaktık ve beni tasarım cup cakeler yapan bir yere götürecekti. Dün değil önceki gece pek iyi değildim ki saatin dördünde Ebru'yu aradım ve sabahın onuna kadar konuştuk. Anneme gidip dedim ki "Anne, onbir buçukta beni uyandırır mısın? Guni'yle saat birde buluşacağız, duş almam lazım." Annem de tamam dedi.

Bu konuda ona güvenemeyeceğimi bilmeliydim. Odama gelmiş, geldiğinde saat on iki buçukmuş. Bana seslenmiş, ben de homurdanarak arkamı dönmüşüm. O da beni öylece bırakmaya karar vermiş. Guni'ye haber verme ihtiyacı da duymadan.

Tesadüfen, o evden çıkacakken ailesi de bize bayram ziyaretine gelmek için hazırlanıyorlarmış. Guni'ye de "Seni biz bırakırız" demişler. Fakat onu buluşacağımız yere bırakmak yerine bize sürüklemişler. Uyandığımda saat biri geçiyordu, beni uyandıran kişi de Guni'ydi.

Neyse biraz hoş beşten sonra Guni'nin ailesi gitti. Ben de hazırlandım, çıktık. Gideceğimiz yeri pek bilmiyorduk bu yüzden "Önce yemek!" diye tutturdum. Annem o kurban etinden kıyma yaptırıp köftemsi şeyler yapmış, hiç sevmem. Koyun kıyması kötü kokuyor ayrıca. Neyse işte evde yemek yemeyeceğimi bildiğimden, tek öğünde öğle ve akşam yemeğimi çıkarmalıydım. Bi' de bayram olduğu için paramız da var tabi *.*

bir güzel de canınız çeksin.
Neyse pizza yemeye karar verdik. Ben bildiğimiz, karışık pizza söyledim, Guni bir çılgınlık yaparak karidesli pizza söylemeye karar verdi ve sevmedi. Ama ben sevdim, tadı güzelmiş. Birkaç dilimimizi değiştirdik, pizzasının yarısını ben yedim.

Otururken Guni "indigo çocuk" ve "kristal çocuk" denen bir şeylerden söz etti. Bizim indigo çocuk olduğumuza mı inanıyormuş, neymiş. Bilemiyorum ki ben de, anlattığına göre bize benzeyen özellikleri var ama kendime bakınca görüyorum ki gözlerim kesinlikle iri değil! Psişik deneyimlerim de yok. İndigo falan olduğumu sanmıyorum *.* Keşke olsaydım.

Pizzacıdan çıkınca küpe bulmaya karar verdik. Kendime şu yandaki küpelerden aldım. Tüm gün sağda solda dolandık, bir yerleri aradık. Ben Adana'yı bilmiyorum arkadaşlar, Guni de bildiği her yeri karıştırdı. Neyse işte, en son oturup bi' yerde mandalina-portakal-nar suyu içtik.

Eve gelince beni uyandırmadığı için tartıştım annemle. Ailesi Guni'yi buluşacağımız yerde bırakmış olsa beni bekleyecekti dakikalarca. Aklım almıyor, nasıl bir gerekçe bu "Seslendim ama uyumaya devam ettin." ?! Eh, uyanana dek seslen diye senden rica etmiştim zaten. Söylemeye gerek yok tabii ki hatasını kabul etmedi. Öfkelenmeye başladığım için odamdan çıkmasını rica ettim, reddetti. Bayram için geldiğim birkaç gün boyunca, her fırsatta eleştrilmekten girdim bana saygı duymadıklarından çıktım. Eğer onlardan kaçıyorsam, odamdan çıkmıyorsam bunun sorumlusunun onlar olduğunu söyledim.

Sonra Mert'le konuştuk. Ne olduğunu bilmediğim bir şey yüzünden üzülüyordu. Ben de onun için endişeleniyordum. Yüzleşmekten kaçındığı bir şeyle yüzleşmesine neden oldum galiba. Tam olarak bilmiyorum. Bir ara ikimiz de öfkeliydik. En son onu melankolizme gömülmüş bir halde porno izlerken bıraktım. Belki de aramızdaki bi' şeyler kırılmıştır.

Ben de oldukça kötüydüm. Uyumaya çalıştım, dalar gibi oldum ve birkaç dakika sonra uyandım. Uyandığımda bildiğiniz yatak altımda hareket ediyor gibiydi. Kendim de dahil, odadaki her şeye yabancıydım. Arkadaşlar, sonunda delireceğim sanırım, dün Guni'ye de söyledim. İçimde bir delilik var da, dışarı çıkması için kendi küçük felaketimi bekliyorum sanki, biri miri ölse sevdiğim, sağ kalmayacağım galiba. Neyse dediğim gibi, her şey çok yabancıydı, kendim bile. Bir böcek vardı odada sanırım, "çıt çıt" sesler çıkarıyordu. Ya da o sesleri de ben uydurdum, bilmiyorum ki. Bir ara yorganımın alev alması ihtimali üzerinde durdum mesela, tutuşup tutuşmadığını kontrol ettim. Baktım tekrar uyuyamayacağım gidip annemi uyandırdım, kendimi iyi hissetmediğimi söyledim. O da beni yanına yatırdı, babamı da benim odama postaladık. İlk yattığımda annemlerin yatağı da sallanıyor gibiydi. Annem telaş etmediğine göre, yatak da ben de sallanmıyorduk. Bazen böyle şeyler oluyor.

Sonunda uyuyup kalmışım işte.

11 yorum:

  1. ben indigo çocuklar yazısında sana ait birçok özellik buldum :)

    uyuyabildiğine sevindim. çok düşündüğün ya da çok sıkıldığın için mi oldu acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert'e de gösterdim "BU KESİNLİKLE BİZİZ!" dedi.
      Ama ben psişik veya indigo değilim *.*

      Neden olduğunu bilmiyorum, bazen oluyor. Sıkıldığım için olabilir dediğin gibi. Garip biraz.

      Sil
  2. Hehe ben de çalıkuşu gibi düşündüm indigoyu okuyunca doğuştan işlenen kod işini bilemem savaşçı ruh falan o bilinçlilik hali seninle uyumlu gibi geldi.:)

    Bana da buna benzer bir şeyler oluyor arada sallanıyormuşsun gibi sanki durduramayacakmışım hissediyorum ama ben.Sandalye de adam oturduğuna yemi edebileceğim bir zaman da vardı çok değişik. Biraz canın sıkılmış sanırım tartışmalar,endişelerin kafan baya meşgulmüş ondandır.Bir daha olmaz umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oha çok ilginç! Adam madam. Ben de dün gece baya endişelendim ama mutemelen yine olur. Arada oluyor çünkü *.*

      Sil
    2. Hani böyle kıyafetleri benzetirsin gibi değildi cidden o kadar emindim ki hatta kafamı sallayıp baktım baktım hala orada sabah uyandım baktım üstünde bir şey yok sandalyenin,aklımın oyunları. :)

      Bir de yorumu çok kötü yazmışım ben harf falan atlamışım ayrılmaması gereken de leri ayırmışım üüüf hızlı yazmaya çalışırken hep böyle oluyor okurken hoşlanmadım şimdi özrüm olsun.:)

      Sil
    3. Yok canım ne özrü? :)
      Hof çok ilginç deneyimler bunlar *.*

      Sil
  3. İndigo veya kristal çocuklar konusu ilginç şeyler. Mesela 1990'dan sonra doğan çocukların çoğu indigoymuş. Bence araştırmalısın bu konuyu. Çok ilginç şeyler var.

    Bana bazen oluyor öyle şeyler. Benim yatağım sallanmıyor. Ama yatağımı yılanlar basıyormuş gibi oluyor. Saatlerce yılan arıyorum odanın içinde.
    Kendini üzmemeye çalış. Her şey düzelir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben internette birkaç bir şey buldum ama pek eften püften gibiydiler. Daha derinlemesine nereden araştırabilirim bilemedim.

      Ah, yılan çok daha kötüymüş. Hadi bakalım, allah biz zavallı indigoların sonunu hayretsin :D

      Sil
  4. bence ben kristal çocuğum. Şu an daha önce hiç duymadığım bir şey öğrendim ve kristal ksmında çok kendimi buldum yıl bile tutuyor *.* ehe

    ama sen indigosun bence :D

    YanıtlaSil
  5. gerçi pozitiflik uymuyor ama.. her neyse çok şaşırdım ben bu terimleri duyunca ya niye böyle şaşırdım ki :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ehehe evet kuzenim de buna inanıyor ve bizim indigo olduğumuzu düşünüyor. Çok ilginç terimler zaten, ben de şaşırmıştım. Ama azıcık. Kitap mitap varmış bununla ilgili. Kitapçıya gidersek bi' karıştırıcaz. Ama alır mıyız bilmiyoruz *.*

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;