konuyla ilgisi olmayan görsel |
"Siz inanabiliyor musunuz yahu? Bu insanlar böyle aramızda dolaşıyor, hareket falan ediyor! o.O "
"Ona bakarsan paramesyum da hareket ediyor."
"Ama paramesyum travestilerle yatmıyor Cessie!"
*
Canım feci halde makarna isterken şu şarkıyı dinleyelim ve yazmaya devam edeyim...
Dün Mert'e Placebo dinlettim ve sevmedi. Ben The Beatles'ın bok derecesinde iyimser ve salak olduğunu iddia ettim. Evet ettim. O da Placebo'nun onların melankolik hali olduğunu iddia etti. Bence feci halde yanılıyor!
*
Bunu da konuştuğumuza göre şarkı değiştirelim, biz bu aralar Queen'e tapıyoruz. O halde Show Must Go On!
Biz bu gün kitap almaya gittik, kitap almak için indik Kızılay'a. Mert omurgasız kitabına 50 lira vermek istemeyince ortak olmayı teklif etti. Eh, ben de Burcu da kitap konusunda ortaklığa pek meyilli değildik. Ben de bu işi bir şirket kurmakmışcasına hisselere döktüm herhalde. Dedim ki "40 lira ben vereyim 10 lira sen ver, kitabın çoğu benim olsun!" O da bunun üzerine bana Akıl ve Tutku'yu aldı Austen'in. Sanırım şirket kuruyor olsak bu kadar titizlenmezdik. Oradaki bir bey de ımmm takıldı azıcık o halimize.
*
Oradan çıkıp alış veriş merkezine gittik. İşte Mert bize mandalina, muz filan aldı. Biz Burcu'yla kızsal zımbırtılar aldık. Sonra! Gözüme saç boyaları ilişti ve kırmızı boya aldık! Odaya gelince de benim saçımın bir kısmını, Burcu'nun saçının tamamını, Mert'in saçının da benimkinden daha az bir kısmını boyadık! Eheh bir boyadan üç kişi faydalandık, fakir miysek.
*
Bi de biz kitapçıdan satranç takımı aldık Mert'le. Bana satranç oynamayı öğretecekmiş, yine ortaklaşa. Bu kez yarı yarıya ödedik ama, bir hisse durumu yok. %50 herkesin *.* Orada oturduk birkaç kez de oynadık. Her defasında yenildim. Odada da oynadık. En son ben "Yeter hof!" diye taşları etrafa saçıyordum mesela.
*
Bu gün Mert bana yazılarını gösterdi. Şöyle bi' şey yazmış, paylaştım diye kızmaz herhalde.
"Tanrı benim sevgilim, peygamber ise düşmanımdır.
Çünkü tanrı 'Ben peygamber göndermedim' dedi."
Öyle işte.
*
Size bir ara Tavşancık ile Domuz adında bir hikâye anlatacağım.
İyi geceler *.*
Ben biriktiriyorum o kartları, ciddi bir kolleksiyonum var :) Fotoğrafların bazıları Salma Hayek falan olurdu eskiden ama bu aralar kendi fotoğraflarını koyuyorlar. Travesti-erkek-sapıklık meselesini tartışmak isterdim sizle, Mert gibi düşünmüyorum.
YanıtlaSilAyrıca Beatles'ın iyimser ve salak, Placebo'nun da melankolik olduğu düşünüyorum ama arada bir bağ var mıdır bilemiyorum :)
Saçlarınızı görmek isterdim, toplu bir fotoğraf ne güzel olurdu!
Fotoğraf çekeriz bi' ara eheh. Mert'in saçlarının sadece arkası kırmızı gerçi.
SilBen de travestiler hakkında Mert gibi düşünmüyorum. Tepkimi genelde onunla bu konuyu tartışarak değil de kestirmeden "Mert bence sen salaksın." diyerek göstermeye çalışıyorum. Ama her defasında bi' tartışmaya dönüşüyor.
Ben de koleksiyonunu görmek isterdim Mina :D
Yaaa en son İkea'da kasa sırasında beklerken İkea Aile Kartı yerinde çıkardım bir tanesini, skandalın ucundan döndük. Yollardan topladıktan sonra evde boşaltmak lazım, cüzdanımda unutuyorum, aile kartı sahibi olacak insan olmayabilirim :)
SilHayatımda gördüğüm en eğlenceli insanlardansın :D
SilYine çok komik bir yaşam kesiti olmuş. Devamını bekliyorum.
YanıtlaSilhehe çok tatlı.
YanıtlaSilthe beatles her albümünü dinlemedin sanırım.
sözlerini iyi çalış bak.
pileysbo tabii ki çok iyi.
çok eskidiler yaa.
hihi ortaklık iyimiş ama.
queen. e herhalde yani.
eh o şarkı da bayrak gibi zaten.
:)
a night at the opera.
ne albüm yaaa.
:)
The Beatles'ı hiç sevmiyorum ama hiç! :D
SilEvet yahu, tüm albümlerini buldum dinliyorum *.* Biz Queen ile yaşıyoruz bu sene *.*