Bunu buradan yürüttüm ben. |
Bu evsizlik Mert'in içine çok dert oldu, bu şekilde yaşayamadığına karar verdi. Ev bulup gidecekmiş. Ne kadar gitme diye vızıldandıysam da kâr etmedi. Beni de isyana teşvik ediyor. Ne yazık ki bizimkilere böyle şeylere hayatta izin vermezler.
Burcu'yu içindeki canavar ele geçirdi, bir oyun bağımlısı oldu çıktı. Ya kafasını duvarlara sürtmek ya da bilgisayarını yere çarpmak istiyorum ama ikisini de yapamıyorum. İlk başta onunla yaşamak ne güzeldi. Bir şeyler konuşabiliyorduk. Herkes kendi kitabını okuyordu yine ya da internet başında zaman geçiriyordu ama ilginç bir şey gördüğümüzde diğerine de söyleyip birlikte şaşırabiliyorduk. Komik bir şeye birlikte gülebiliyorduk. Şimdi? Şimdi Burcu salak oyununun başındaysa beni duymuyor. Ciddi anlamda duymuyor. Bazen bana ayıp olmasın falan diye ya da refleks olarak yanıt vermeye çalışıyor ama keşke yapmasa. Ben de artık onunla pek konuşmuyorum, bunu fark ettiğini de sanmıyorum. Hiç konuşmasam bir şey fark edeceğini de sanmıyorum.
Finaller başlayacak, içimde hiç ders çalışma isteği yok. Buradan çok sıkıldım, Mert'le Denizli'ye gitmek istiyorum. Aslında ailesine beni getirip getiremeyeceğini sormuş, hey yarebbim! Sanki gidebilirmişim gibi. Utancımdan ölürüm yahu *.*
Mert hayatla başa çıkmak için yeni bir yol geliştirmişti, her şeyle alay ediyordu. Benimle de doğal olarak, özellikle benim anlattıklarımla çünkü onları dinlemeye dayanamıyormuş, çok üzülüyormuş. Bu gece, ben de ona başka bir şey anlatmamaya karar verdim. Benim üzüldüğümü görünce o da üzüldü ve sonra bu konu üzerine konuştuk. Artık dalga geçmemeye karar verdi.
Bu gece Kurt Vonnegut ve José Saramago üzerine konuştuk. "Sen de kitap yazsana" dedi bana. "Olmaz" dedim "Şimdilik değil. Bir Saramago olamayacaksa insan yazmasın daha iyi. Bir Canan Tan olacağıma... O kadının kafasını sağa sola çarptırasım geliyor bazen!" Biraz Emine Hoca'dan bahsettim ona, dergi ekibinden bahsettim. Kurt Vonnegur ve José Saramago hakkında konuşabileceğiniz birinin ortalıkta olması ne kadar rahatlatıcı tahmin edemezsiniz.
Onların deha olduğunu düşündüğümü söyledim Mert'e. O da "Hayır" dedi "bence onlar da senin gibi, benim gibiydi. Dünya onların içindeki şeyi öğütemeyince, bu şekilde yeşerdiler." Evet aşağı yukarı böyle dedi. Ben yine de IQ'mun ne Saramago'nun ne de Vonnegut'un yanından geçtiğine inanmıyorum :D
Ay, tüm sosyal medyaya pırtlamazsam tam olarak günah çıkartmış hissetmeyeceğim herhalde. Bunu buraya yazdığıma inanamıyorum arkadaşlar ama neredeyse altıma işiyordum. Dün gece odama geldiğimde çişim vardı, üzerimi değiştirip tuvalete gidecektim ama üzerimi değiştirdikten sonra tuvalete gitmeyi unuttum. Evet, vücudum da beni bu konuda teşvik etmedi! Ben de o çişi gelmişlik fakat bunu unutmuşlukla yattım. Sabah saat 10 civarlarında, rüyamda tuvalete gittiğimi görüyordum, ne yazık ki gerçekte tuvalette değil de yatağımdaydım! Allam tam zamanında uyandım, yoksa bir çiş gölcüğü içinde uyanacaktım. Oh be, itiraf ettim, rahatladım. Mert bana gülüp duruyor, beni daha da çok utandırıyor. Halihazırda yeterince utanmıyormuşum gibi... -.-'
Son olarak, Mumford and Sons diye bi' grup keşfettim. Onları çok sevdim, şarkılarından birini de şöyle bırakıyorum.
ya sena rkadaşlarından çok güzel objektif bi şekilde bahsediyorsun ya u hoşuma gidiyor cessie :)
YanıtlaSilAy bahsediyorum.
SilKeşke onlar da okusalar da bi görseler düşündüklerimi. Çok hoş olur. :D
Bu şarkı da çok güzelmiş~
YanıtlaSilGünlerdir dinliyorum, doyamadım *.*
SilCessie'm mail attım sana, çok üzgünüm yeni gördüm mailini. postanede adres konusunda sıkıntı yaşıyorsan yurdunun adresini yaz, ben yine postaneye gönderirim olmaz mı?
YanıtlaSilAy ben bu yorumları hep yayınladıktan sonra okuyorum yahu.
SilTamam Çalıkuşu'm :)
bu yazına bayıldım bak.
YanıtlaSilsabret burcu bıkar nasıl olsa.
mertle ne hoşsunuz ya.
sen yazmıcan da kim yazcak.
:)
hadi ama başarılar.
unutma çalışmayıı.
:)
Artık başarılı olcam bence, kesin!
SilAy hep böyle diyorum. Ama olsun, olcak bence. Evrim kitabı aldım Mert'ten okuyorum. Bi de Koruma Biyolojisi kitabını okiycam.