25 Mart 2014 Salı

kedi ve bağzı sevimsiz hadiseler

Bu gün Mert'le yürüyüş falan yaptık, biraz koştuk. Ben yine günde bir öğün yemek yediğim için açtım böylece döner aldık. Ahmet Abi tabii ki bana "hem gecenin köründe döner yiyip hem şişkoyum diye yakındığım" konusunda laf dokundurdu, Mert de ona güldü. Kilo vercem olum! Görsün onlar.

Sonra bir kedi bulduk. Çimlere oturup onunla oynamaya başladık. Kedi benim elimle ve Mert'in eliyle güreşti resmen. Bu esnada ellerimiz de biraz parçalandı tabi minik minik. Böyle bir süre oynadık kediyle. Sonra... sonra kedi Mert'in kucağına çıktı ve oraya kıvrıldı. Ön patisini ileriye doğru uzatarak esnetti ve öylece bıraktı. Uyuklamaya başladı. Dişlerini ve tırnaklarını geçiriyor diye kıyafetlerimizin içine sakladığımız ellerimizi dışarı çıkararak onu sevdik. Minicik patilerine ve burnuna dokundum.

Sonra Mert yoruldu. Oturma şeklini değiştirmek istedi ve kediyi bana iteledi. Bir süre de benim kucağıma kıvrıldı ve uyudu. Hayatımda gördüğüm en tatlı şeydi, dünya yıkılsa o kediyi uyandırıp oradan kalkamazdım herhalde. Sonra köpeklerin sesine uyandı, köpekler de yanımıza gelmişlerdi. Onu korkutup kaçırdılar, koşup bir ağacım üzerine tünedi. Ben de köpeklerin gittiğine emin olmadan oradan ayrılmak istemedim. Bütün bunlar yüzünden yurda 10 dakika geç kaldım.

Görevli nereden geldiğimi sordu, ona çimlerde oturduğumu ve kediyle oyalandığımı söyledim. İsmimi ve oda numaramı not etti, hakkımda tutanak tutmayacakmış 10 dakika için fakat daha dikkatli olmalıymışım. Ben de beni kütüphaneye kadar göndermediği için teşekkür ettim çünkü aksi takdirde kütüphaneye gidip, orada bir süre oyalanıp, kütüphanede olduğuma dair bir kağıt götürmem gerekecekti.

Aslında bu gün benimle konuşan görevli iyi bir görevlidir. Ona söyleyecek bir şeyim yok da, ben aslında çok uyuz oluyorum bütün bunlara. İçinde yaşadığımız şey, özgürlük illüzyonu gibi geliyor bana. Dışarı çıkabilirsiniz ama, şu saatte odanızda olun. Erkek arkadaşınız olsun ama, erkek arkadaşınızmış gibi görünmesin. İnternete de girebilin ama, işte bağzı büyüklerinizin izin verdiği sitelerle sınırlı kalsın bu. Sevişin fakat hamile de kalın çünkü en az üç çocuk. Bu yüzden kürtaj da yasaklansın çünkü aslında biz yaşama çok saygı duyuyor ve önem veriyoruz. Dünyaya yeni bireyler getirin ki onlara birey olduklarını unutturalım. Dışarıya çıkabilir, parka da gidebilirsiniz ama kalabalık gruplar oluşturmayın. Sevdiklerinizin cenazesini kaldırmanızda sorun yok da, devlet eliyle öldürülen insanlarınkine katılmayın çünkü o zaman her şey çok TOMA.

Coğrafya hocamı bulunduğu liseden sürmüşler, kim bilir neden. A, aslında o da şöyle; çocuklara coğrafya öğretiyormuş gibi yapın da aslında coğrafya öğretmeyin. Hayatı da öğretmeyin. Onlara birey olduklarını hissettirmeyin. Öğretmen gibi görünün de, öğretmen olmayın. Coğrafya hocam "öğretmen" olduğu için sürülmüştür, başka ne olacak.

Bağzı şeyler çok postmodernizm, çok pragmatizm.
Kedilere sığının, kediler güzel.

15 yorum:

  1. Bu yaşananlara artık diyecek söz bile kalmadı.. Her şey öyle üst üste geliyor ki artık şaşırmaya bile vaktimiz yok, gerçekten üzülüyorum..
    Çare kedi, evet :) Benim de çok kez buluşmalara, okula kedi seveceğim diye geç kalmışlığım vardır. Hatta bir ara evden yarım saat erken çıkıp kapı önü kedileriyle günlük sevmelerimi gerçekleştirir öyle giderdim gideceğim yere. Her şey ne kadar kötü giderse gitsin, bir kedi günü güzelleştirmeye yetiyor.. Benim gibi biri daha olduğuna sevindim! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben uzun bir süre kedinlerle pek haşır neşir olamadım. Onları görünce bile geriliyordum ve kaskatı kesiliyordum. Üniversiteye başlayınca (kampüsün her tarafında kedi var ) biraz bakayım, biraz seveyim derken alıştım. Şimdi kedi peşinde koşturuyorum, çok seviyorum ben onları *.*

      Sil
  2. kediler güzel değil, kediler çoook güzel.. benim ana evimde bıraktığım bi iranım var, minnak. koynumda uyumasını öyle özledim ki hemen çocuk yaptım bak, yerini belki doldurur diye (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eheh çok özlüyosundur kedini.
      Ben de evim olunca kedi alcam.

      Sil
  3. son yazımı okusanaaaa . mimlisiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay ben de nerden insanlar bulmuş beni diyorum! Dur bakiym :D

      Sil
  4. merhaba,
    yine deep sayesinde güzel bi tanışma oldu,sevdim seni,takipteyim.
    bu arada kedi iidir,karakterlidir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eheh evet kediler candır.
      Teşekkür ederim :)

      Sil
  5. ben de öğretmen olduğum için tespit doğru diyeceğim

    YanıtlaSil
  6. deeptone dan okudum da geldim. Merak ettim seni üye olayım dedim ada gatget hatası var bloğumda http://cocugumlaeglenirken.blogspot.com.tr/2014/01/blogumda-izleyiciler-kaybolmus.html yayına bakarsan yada internette de çözüm var. çözünce haber verirsen izleyicin olmayı isterim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba
      Şimdi url değiştirince beni takip edenler bana ulaşabilecek mi diye biraz endişeye düştüm. Bu konuyu bir kurcalayayım.

      Bu arada teşekkür ederim, hoşgeldiniz.
      Bu izleyici konusuna bir çözüm getireceğim.

      Sil
  7. aşağıdaki izleyici sorunu ile ilgili olarak "kavanozdaki beyin" (sessiz gemi) arkadaşımıza git. o bikaç yazı önce yazmıştı çözümünü :)

    YanıtlaSil
  8. Ben sokakta insandan korkmayan kediyi çok zor buluyorum. Hep korkutmuşlar, kovalamışlar, onlar da kaçmış hayatları boyunca...
    İllüzyon konusunda söylediklerine katılıyorum. Hiçleştirilmek için dünyaya gelmesi istenen çocuklar. En çok onları düşününce bir kediyi sevesim geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz kampüste seviyoz. Sokakta da bi' tane bulmuştum gerçi. Kampüsteki kedileri herkes besliyo, yemek artıkları ve kedi mamalarıyla.

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;