Aynı Yıldızın Altında ~ John Green

Çeviren: Çiçek Eriş

Özgün Adı: The Fault In Our Stars

Yayın Yılı: 8. Baskı / Nisan 2014

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Sayfa Sayısı: 317

-okurken bunu dinledim-

ARKA KAPAK:

Yıldızların hastalık ile sağlık, ölüm ile yaşam arasına çektiği ince çizgide gidip gelen iki gencin, sayılı günlerinde sonsuzluğu bulma hikâyesi...

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öykünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır.

Fakat Augustus Waters isimli, yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Deste Grubu'nda boy gösterince Hazel'in hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır.

John Green alçakgönüllü bir üslup ve son derece içten duygularla kaleme aldığı romanda hayatta kalma ve âşık olmanın komik, heyecan verici ve trajik yönlerini gözler önüne seriyor...

• Ne zaman kansere dair bir broşüre veya bir internet sayfasına göz atsanız, kanserin yan etkilerinden biri olarak depresyonu da listeliyorlar. Fakat aslına bakarsanız depresyon, kanserin yan etkisi değil. Depresyon ölmenin yan etkisi. (sf.11)
• "Öyle bir zaman gelecek ki," dedim, "hepimiz ölmüş olacağız. Hepimiz. İnsanların var olduğunu veya türümüzün herhangi bir şey yaptığını hatırlayabilecek tek bir insan evladının bile kalmadığı bir zaman gelecek. Sizi beni bırakın, Aristotales veya Kleopatra'yı bile hatırlayan kimse kalmayacak. Yaptığımız, inşa ettiğimiz, yazdığımız, düşündüğümüz ve keşfettiğimiz her şey unutulacak ve tüm bunlar," elimle herkesi kapsayacak bir hareket yaptım, "boşa olacak. Belki o zaman yakınlardadır, belki de milyonlarca yıl uzakta ama güneşin çökmesinden sağ kurtulsak bile sonsuza kadar yaşamayacağız. Organizmalar bilinç kazanmadan önce de vakit vardı, sonra da olacak. Eğer unutulmanın kaçınılmazlığı seni endişelendiriyorsa bunu görmezden gelmeye çalışmanı öneririm. İnan bana diğer herkes öyle yapıyor." (sf.20)
• Ona tanının, ilk reglimden üç ay sonra konduğunu söylemedim. Şey gibiydi: Tebrikler! Kadın oldun. Şimdi öl. (sf.31)
• "Caroline artık birey olma durumundan muzdarip değil." (sf.79)
• "Şey gibiyim. Şey işte. El bombası gibi. Tıpkı bir el bombası gibiyim ve eninde sonunda patlayacağım ve yaralananların sayısını en aza indirgemek istiyorum, tamam mı?" (sf.105)
• "Bence böyle bir şey yapmalıyız Hazel Grace. Bir takım olup dünyayı ayağa kaldıran, yanlışları yoluna koyan, zayıfları savunan, nesli tükenenleri koruyan engelli birer infazcı ikili olmalıyız." (sf.204)
• "Keder seni değiştirmiyor, Hazel. Açığa çıkarıyor." (sf.291)