müzikli meydan okuma 7,8 ve çeşitli hadiseler

Çeşitli hadiseler dedim ama anlatacak çok bir şey de yok aslında. Bu aralar keşiflerdeyim, çok güzel şarkılar buluyorum ama güzel olsalar da kemikleşmiş değiller yeni oldukları için.

Okul başladı fakat bu hafta doğru dürüst ders işlemedik. Dün kar nedeniyle hocalar ve öğrenciler gelemedi, tüm gün boş boş oturduk bölümde. Seda Hoca'yla özel çalışma işini konuştuk. Bak rüyamda da bana molekülerden kodla özel çalışmayı diyordu. Yoksa bu biliçaltımdan bir mesaj mı?

İlk hafta ders işlenmemesi olayına çok bozuluyorum. Sabahın köründe sıcacık yatağından kalk git, parmak uçların ayakkabının içinde dona dona kitap oku. Ne anlamı var şimdi bunun? Ben romanımı yatağımda da okurum. Hayır madem ders yapmayacaksınız yoklama da almayın. Lab hocaları bizi saat ikiye kadar beklettiler, ki dersimiz yoktu ikiye kadar. Tabii ki genel lab kurallarından bahsedip dersin nasıl işleneceğini anlatıp bıraktılar. Yahu toplayın hepimizi bir sınıfa, gelin on dakika anlatın anlatacağınızı, bırakın gidelim. Neden ikiye kadar bekliyoruz? Bunları ben mi söyleyeceğim? Neyse aman. Her zamanki bölüm işte, saçmalıklar yuvası.

Bu arada ben feysbuk hesabımı dondurdum bir süre için. Sadece twitter'da var oluyorum, nadiren de connected2me. Artık ona buna sarmaktan, milleti sapık gibi izlemekten çok yoruldum. Herhangi bir takıntı hatta saplantı da diyebiliriz, fena halde yorucu. Gerçekten. Ay tükendim yemin ederim, tükendim. Dayanabildiğim kadar uzak kalacağım, biraz içime dönmek ve kendimle ilgilenmek istiyorum.

En sevdiğim şapkamın (ponponlu olan) aynısının dünyanın en salak kızlarından birinde de olduğunu görmemle dünya başıma yıkıldı zaten. Daha fazla kaldıramam hiçbir şeyi, üzerime gelmeyin :( Üstelik ona daha çok yakışmış :(

Şaka ya şaka, çok afedersiniz şapkayı şeyapayım bana bir şey olmasın *.*

Gazete okumaya başladım. Bunu sonumun başlangıcı olarak görüyorum gerçekten. Ya olan bitene iyice duyarsızlaşacağım ya da böyle böyle delireceğim, başka ihtimal göremiyorum. Ama bilmek bilmemekten iyidir ne diyeyim artık?

Kaybedenler Kulübü'nün eski kayıtlarını dinliyorum ara ara. Bilmiyorum kadınlara yaklaşımları yüzünden linç etmek istiyor musunuz feminizmimizin tavan yaptı şu güzel şubat günlerinde? Ben istemiyorum amaan. Her şeyle kafa yapan insanlara da imreniyorum. Hatta şu hayatta nasıl biri olacağımı seçme şansım olsaydı, dünyanın en güzel ve aptal kızı olmak isterdim. Çok net söylüyorum. Halbuki eldekine bak, ne çok güzel, ne çok zeki, ortalama insan -.-

Neyse ya vakti zamanında bir Brit varmış. Ondan çok etkileniyorum ben. Eğer bu yazdıklarımı görüyorsa, bana ulaşsın. Bir radyoyu arayıp yalnızım diye ağlayan bir herif düşünün. Ulaş bana Brit. Problemlerini çözdüğüne eminim ama yine de bir görüşelim, biraz içelim istiyorum.

Şarkılı meydan okumaya geçiyorum şu anda. etkinliğin ilk dakikasında patlamamı görmezden gelelim, her gün uslu uslu yazmışım gibi davranalım. Yedinci günün sorusu duş başlığı ile icra etmekten en çok hoşlandığımız şarkının hangisi olduğu. İnanın banyoda hiç şarkı söylemiyorum hiç. Abuk subuk şeyler düşünüyorum. Hayatı falan sorguluyorum, insanlar bunu zaten ya banyoda yapar ya tuvalette yapar. Ama şayet söylüyor olsaydım şu sıralar şunu söylemek isterdim biraz neşeli olması nedeniyle;

Sekizinci günün sorusu reklam izlerken keşfettiğimiz bir şarkının hangisi olduğu. Ben reklam izlerken şarkı keşfetmiyorum aslında. Çünkü reklam izlemiyorum açıkçası. Ama şunu bırakabilirim ilgili olarak;

Şimdi gidiyorum ben. Çamaşır yıkayacağım, bankaya gidip yurt kiramı ödeyeceğim, sonra bir başka bankaya gidip banka hesap kartıma yeni şifre alacağım çünkü eskisini üç kez yanlış girmeyi başardım. Bunları halledeceğim bu gün, dersim yok. Kolay gelsin bana.