Geri dönüş yaptım ve ilk olarak Fermina'ya dadandım ama çok hissettirmedim herhalde. Zaten geri dönmemiş halimle de okuyordum onu. Şarkılı meydan okumayı gördüm ama elleşmedim. Bir karasinek edası ve ciddiyeti ile ellerimi ovuşturdum "Mehehehehe gelsin güzel şarkılar" dedim. Sonra şarkı araklamak için Zihnin Arka Sokakları'na dadandım. Ona da çok hissettirmedim sanırım ama blogunda kendimi bi kaybettim, bir gecemi de ona vakfettim. Şimdi sırada Lazy Otter var, seke seke gidiyorum.
Dediğim gibi bu şarkılı meydan okumayı uzaktan uzaktan izliyorum, paylaşılan şarkıların üzerine aç bir kaplan edasıyla atlıyorum. Ama bir türlü elimi taşın altına koymaya cesaret edemedim ne yalan söyleyeyim şimdi? Çok çetin çünkü sorular. Ama bu sabah, evet az önce dayanamadım ve "Kulaklığı kulağına yapışık yaşayan biri olarak, ay ken du it!" dedim ve bu işe bulaştım. Dakikalardır da ilk sorunun cevabını düşünüp bulamıyorum...
Lisedeyken olsa buna kesinlikle Song To Say Goodbye derdim çünkü kendi ölümümü kaçınılmaz olduğu ölçüde trajik olarak algılıyordum. Ay her şeyi trajik bir şeye dönüştürüyordum. Şimdi çok neşeliyim o yüzden ölümü de çok ciddiye alamıyorum herhalde. O yüzden az hüzünlü bir şeyler isterdim, böyle düşününce de aklıma Yann Tiersen geliyor, bekleyin gelecek... Eveth o meşhur parça...
Ooo süper :))
YanıtlaSilay çok heyecanlıyım *.*
SilSonunda! İzninle ben de sana dadanıyorum! :D
YanıtlaSilTabiiki tabiiki :D
SilSen bulaşmış mıydın bu şarkılı meydan okumaya? Sana da dadanayım.
Yok. Belki bir gün :p
SilYihhiiii! Hemen gelip dadandım bile :D
YanıtlaSilAy şımarıcam böyle böyle 😍
Silçok iyi ettin ki. :)
YanıtlaSilehehe bence de :D
Silliztomania güzel bak bi de şey var jesus christ superstar operası :)
YanıtlaSilo da neymiş, bakayım
Sil