ama ben elinden tutup uzaklara götürmek istiyorum seni.
çünkü çok yorgunum, çok yorgunsun biliyorum.
çünkü tek başıma gitmeye cesaretim yok, birini almalıyım yanıma.

bak nasıl da kısacık konuşuyorum.
cümleleri yan yana görmek bile yoracak beni bu yüzden alt alta sıralıyorum.
sen de bana güvenme, çünkü ne kadar benzediğimizi görüyorum.

sen incindin belki, incittin de.
ben sadece ihtimallerden saklanıyorum, daha korkağım.
ned stark demiş ki, insan ancak korktuğu anlarda cesur olabilir.
bak ben elinden tutup uzaklara götürmek istiyorum seni.

yerimden kalkıyorsam bir sebebi var.
sana yaklaşmak için bir adım atıyorsam, bir adım daha atıyorsam ve sen bekliyorsan.
sana gelmiyorsun diye kızıyorsam, ama yine de koşarak gelmiyorsam bir sebebi var.

zaten söylemiş tezer özlü, daha fazla konuşmaya gerek yok,
daha iyi de anlatamam
"Sevgi dolu gözlerle bakmayın bana. Ürkütüyor bunlar beni. Titriyorum. Bakmayın. Gidiyorum. Her gün gideceğim."

ve yine de seviyorum seni.
hep söyledim, her şeye aşık olan küçük bir kız çocuğuyum ben.
bak bu yıldızlı göğü sevebilirim
beyaz bulutları
yağmuru sevebilirim, bir şarkıyı 
balıkları ve kedileri
ve benim olmadığını düşündüğüm her şeyi
çünkü insan en sevdiği şeyi sahiplenemez, 
çünkü en sevdiğimiz şeylerin 
bizi bırakıp gitmesi gerekir. 
belki öğrenmemiz, belki büyümemiz için.

ama yine de seviyorum seni
insanları sevme konusunda maharetli değilim 
ama yine de, elimden geldiğince seviyorum seni.
koşarak gelmiyorsam bir sebebi var 
ve gelmemi istemiyorsun diye kızıyorsam
çünkü biliyorum: 
gidiyorum, 
her gün gideceğim.