14 Haziran 2016 Salı

gidiyorum çocuklar

şunu internette yol fotoğrafı ararken buldum. inanıyor muyum diye sorarsanız, bazen hiç inanmıyorum ama inanmaya çalışıyorum, böyle şeyler. öyle kendimi aman aman bir yollara vurmuşluğum yok. en sevdiğim ayakkabılarım beni yarıyolda bıraktı, delindiler. onları arazide parçalarım iyice. bu gün kalan son paramla öküz gibi bir çanta aldım. matı tulumu da alıp gidiyorum kampa, otostop için yol arkadaşı da buldum. yarın yola çıkıyoruz.

bir ay kalacağım dedim antalya'da. o uzayabilir, uzamayadabilir. zeytinli rock'a gidiyormuş fıratlar. koraylar da orada olacakmış, o iş pek kafama yatmadı. tuna gezecek, antalya'dan temmuzda alayım seni birlikte gezelim diyor, onun peşine takılma ihtimalime karşılık alıyorum tulumla matı yanıma. tabi bu annemin kalp krizi geçirmesi demek de olabilir, hâlâ şu edirne yolculuğunu çözememişiz. halbuki haber verdim ben bunlara, ses etmediler. sonradan niye gittin diye neden bir gerginlik çıkıyor onu anlamıyorum.

dün dışarı çıkınca inanılmaz yükseldi modum. üf, müzik bile biçim değiştirmişti öyle böyle değil. kulaklık her zamanki kulaklığım olunca, müzik de her zamanki müzik olunca, demek ki benim kulaklar biçim değiştirmiş dedim.

kuaför konusunda patladım, dilek abla gitmiş, izindeymiş. bu gün kızılay'da kuaför arayacağım, o işi çözersek süper olacak. beş kuruş param da kalmadı, çanta, ayakkabı falan derken patladım iyiden iyiye. mert'e de borcum var. neyse annemler para yatırma vaatlerinde bulundular.

saat dörtte aradı annem, uyuyamadım, seni çok özledim falan diye. yani oradan bakınca ne kadar yazık anneye, kızını ne çok seviyor falan ama aslında her şey basit bir düşünce tarzıyla alakalı. ben evli ve iki çocuklu bir kadın olarak ankara'da yaşıyor olsaydım bu tripleri çekiyor olmayacaktım ama yaşamım kocama ait değilse anneme aittir işte. mevzu bu, ben böyle algılıyorum.

dün koray'la konuştuk biz. bir şeyler bir şeyler, durum benim sandığımdan vahim. ama çok da vahim olduğunu da düşünmüyorum, benim sandığımdan vahim ama çok vahim değil. (minaaağ midem falan buruluyor tam şu noktada) nereden girdik bu konulara vallahi aklım almıyor ama girdik ya. zeytinli'ye çağırdı beni, söyledim zaten. e dedim oralara gelmişken bir kısmet buluruz sana diyorsan geleyim. "bonom çovrom zoton sono bokmoz" dedi. "eyi" dedim, "kendi işimi kendim görürüm ben." ya işte ben niye böyle mal mal şeyler söylüyorum acaba, hani alttan alta bir mesaj vermeye çalışıyorum da, doğru mesajı veremiyorum. yavrucum, cessie senin neyine mesaj falan ya, verilen mesajı doğru anlayamayazsın, verilecek mesajı doğru veremezsin, düz insansın sen. ben diyorum ki aslında bunu söylerken "ya bi' şeyler değişti, hayatlarımızda birileri olabilir ve bu birbirimizi ilgilendirmiyor, arkadaş arkadaş takılacaksak geleyim." adam anlıyor ki "kıskan beni kıskan beni." yok ya vallahi kıskanma, hiç kıskanma, niye kıskanıyoruz ki. sonsuz bir paylaşıma açığım. neyse oradan çıktı işte, sonra baktım bu cıvık goygoyla olayı çözemeyeceğiz, konuyu ciddileştirdim. "hayatına birini alacaksan, ben hayatından tamamen çıkarım. arkadaş olarak bile etrafında olmam, böyle istiyorsan sen bilirsin." falan dedi. biraz üzüldüm çünkü ben ki eski sevgilisiyle aynı evde yaşayabilen bir insanım. neden böyle şeyler oluyor çok anlam veremiyorum. bi dönem yoğun bi' paylaşım içinde bulunduğun (gerçi kime göre neye göre a kü) bir insanla neden arkadaş bile kalamıyorsun? e hani çok seviyordunuz falan hayatınızdaki en değerli insandı? ne bileyim ya, hayatımın bir evresinde böyle şeyler söylediğim insanlara arkamı dönmeyi kendime yakıştıramıyorum çok. ne oldu ki şimdi? ne yaşadık? ortak bir paydada buluşmayı beceremedik, siktiret dedik bıraktık uğraşmayı. yani ben bıraktım daha çok, zaten onun bir şey için uğraştığı yoktu.

 yani ne oldu ki, ne yaşadık derken de gerçeği yok saymak veya bir şeyleri küçümsemek derdinde değilim. deyim yerindeyse iki senedir peşindeydim ben bu adamın. "zaten ben onu hiç sevmedim, ay götüm" demek çok büyük ikiyüzlülük olur, diyemem. oldukça da sevdim, neyi sevdim onu bilemesem de kjgdkgdf. neyse koray kendi içinde çok da kötü bir insan değil aslında, ama bana göre kim kötü ki? o da değil. ben onda bir şeyler gördüm sandım, yokmuş. bir şeyler arıyordum buldum sandım, yokmuş. yani bu da ulaşamadım mundar edeyim şeysi değil, görmeye başladığım ama görmemeye çalıştığım bazı şeyleri bir noktadan sonra görmezden gelemedim. ama yani, ne olursa olsun iyi ve kötü geçirilen bir zaman, sarf edilen sözler falan var. ama şu da kırıyor, adamın derdi hâlâ şöyle bir şey: cessie sen beni sev, otur beni sev ve her şey olduğu gibi sürüp gitsin. ben tüm dünyayı seveyim sana da bokmuşsun gibi davranayım falan, böyle bir düzenden ben mutluydum hep. neden değiştiriyoruz, değişmesin fdjkfds.

neyse, ben de ne diyeyim," hayatımda tabii ki birileri olacaktır, sen de böyle bir durumda arkadaşlık edemem senle diyorsan, sen bilirsin" dedim. bu çok can sıkıcı bir konuşma oldu, cidden can sıkıcı oldu. ama şimdi oturup çocuğu gömmeyeceğim çünkü içimde öyle büyük bir öfke de yok.

olanlar ve olamayanlar, olanlar ve olamayanlar, mevzu bu. olamayanlar her zaman daha üzücü ama bana ne amk ya. bir aşk için götünü yırt, bir arkadaşlık için götünü yırt, valla sıkıldım. akıp giden bir şey de olabilir hayat. olamıyorsa da olmayabilir, neden bir şeyleri zorlayıp duruyorum onu anlamıyorum. bu fikirler ışığında artık hiçbir şeyi zorlamıyorum da zaten, bıraktım akıyor. bakalım ne olacak, güzel şeyler olacak kesin. hâlâ ı'm waiting here... meheh.






4 yorum:

  1. Geçenlerde bu şarkıya rastlamıştım ben de paylaşayayım diyordum gerçekten güzel bir ikili olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. ''saat dörtte aradı annem, uyuyamadım, seni çok özledim falan diye. yani oradan bakınca ne kadar yazık anneye, kızını ne çok seviyor falan ama aslında her şey basit bir düşünce tarzıyla alakalı. ben evli ve iki çocuklu bir kadın olarak ankara'da yaşıyor olsaydım bu tripleri çekiyor olmayacaktım ama yaşamım kocama ait değilse anneme aittir işte. mevzu bu, ben böyle algılıyorum. ''

    bak yukardaki cümlelerin var ya benim kanayan yaram.Bende bunları düşünüyorum.Hayatımın bana ait olduğunu bir türlü anlatmayı başaramadım.Her türlü yolu da denedim.En sonunda müdahale edeceğine al sen yaşa al vereyim eline yaşa diyesim geliyor.bu konuya çözüm bulursan haber et.

    Ben de eski sevgiliyle arkadaş olarak kalınmasına karşıyım.Yani karşı değilim aslında ama ben yapamam.Nasıl desem arkadaş olmak istesem sevgili olmazdım,sevgili olduysam demek ki arkadaşlığını istemiyorum.Kaşığı çatal yerine kullanmaya benziyor bu.(tabi bu tamamen benim düşüncem ) diğer yandan sende haklısın.Onca paylaşımım olan birini niye silip atıyorum ki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annelere çözüm yok galiba, varsa da ben de bilmiyorum. Eski sevgili ile arkadaş olabiliyorum ben, neden olunamasın bilmiyorum. Arkadaş olabilsek sevgili olmazdık falan çok sık karşılaştığım bir düşünce saygı duyuyorum ama katılmıyorum. İnsanlar değişir, duygular değişir... :)

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;