bu yaz kampa bir ay kalma niyetiyle gittim, giderken de her şeyin götümde patlayacağından emindim. böyle şeyler olmasını beklemiyordum, zincirleme bir şekilde, hayatıma giren güzel insanlar ve onlar sayesinde hayatıma giren başka güzel insanlar falan -yazar burada senden bahsediyor selcan bebeğim ;)-...
sonuç şöyle şeyler.
biz iyiyiz, daha da iyi oluruz. biz zaten hep güçlüyüz. işte, biz bir ekibiz.
aidiyet hissi en minimum dozda bile iyi bir şey-miş.
hiç değilse, biz bir ekibiz yani.
bütün bunlar dışında, evde bira içip makarna yiyoruz.
bu akşam metroya girerken fatih görmüş beni, tuttu kolumdan çekti. önce göremedim yüzünü aklım çıktı. kendisi bana sarıldığında benim elim ayağım titriyordu gkdfjkgfd. artık, şişmansın şişmansın diye beynimi yemenin vicdan azabı mı, dün attığım "artık lütfen bana ender'den bahsetmeyin gerçekten"li ses kaydında sesim nasıl çıkmışsa onun getirdiği acıma duygusu mu yoksa özlenen küçük kardeşi şımartma dürtüsü mü bilmiyorum, KİLO VERMİŞSİN dedi. of o da bir abi mesela hayatıma 21 yaşında giren. dünyanın en keko abisi, en piç abisi falan kendisine de hep söylüyorum ama iyi ki var. bir de güçlü birilerine kocaman sarılmak, güzel bir şey, güç veren bir şey.
bir şey daha, yanılmadık çocuklar. biz hiç yanılmamışız zaten, aslında yanılmamışız. dönüp bakınca neyden pişman olduk ki?
yaz kampı fotolarına bakıyodum instada, ilaçların ve sağlığın nasıl yaa,
YanıtlaSilEyiyim kendimi öldürme girişimlerinde bulunmuyorum. Yaşamayı ve ağaçları deli gibi sevdiğim bir dönemdeyim.
Silne güzeeel :)
Sil