12 Ekim 2016 Çarşamba

işte şehirler, insanlar falan hep birbirine benziyor

okuldaki cafelerden birine numaramı bırakmıştım çalışmak için. dün on bir çeyrekte mesaj attılar, on bir buçuk iki arası gelebilirsin çalışmak istiyorsan diye. hemen evden fırladım ve fakat gelmeyen dolmuş, beni aracına almayan insanlar, otostop çilesi falan derken ben gidene dek saat bir oldu zaten anasını satayım. ya ben ankara'dan antalya'ya otostopla gittim ve okuldan kızılay'a otostopla gitmek kadar zor değildi mesela. lanet olsun size, karbon ayak izinizi falan düşünmüyorsunuz hadi onu anladık da o bomboş koltuklara da mı hiç bakmıyorsunuz?! metro durağından kampüse geçmeye çalışıyoruz işte anasını satayım, yanımızda kalaşnikof falan da yok çok belli değil mi?! niye o arabalar bomboş geçiyor bana bi' cevap verin! hepinizi lanetliyorum haberiniz olsun...

neyse sevgili işverenime dedim ki, "peki siz burada düzenli olarak çalışacak birini arıyor musunuz yoksa istediğiniz, kriz anlarında ortaya çıkıp günü kurtaracak bir süpergörl mü?" hayır çünkü bileyim de ona göre en baştan konuşalım adamla, ben yarım saat içinde okula ışınlanamam bu çok açık yani... utku varmış, o çalışıyormuş öğlenleri. onun dersi olduğunda falan zorlanıyorlarmış, öyle zamanlar için biri lazımmış. "e iyi ben utkucuğumla paslaşayım o zaman" dedim. cuma mesela çocuğun dersi varmış, cuma gideceğim. para da lazım ama çok da umrumda değil, deneyim ve boş kalmama peşindeyim herhalde... "sana en erken bi saat önceden haber veririm, daha erken de haber vermeye çalışırım" dedi. eyi dedim ben de.

sonra ebru'yu aradım, iş götümde patladı hadi kızılay'da buluşalım diye. onun da ödevleri mödevleri varmış, buluşamadık. mert'i aradım, o geldi neyse ki. o gelene kadar nadas'ta oturdum. az ileride bi barda doğan can çalışıyormuş. doğan can ne zaman nasıl ekleştiğimizi hatırlamadığım, arada feysten konuştuğum bir oğlan... "cessie?" diye geldi. kalktım yerimden "evet?" dedim ama kafamda hiçbir ışık yanmadı, tanımadım çocuğu. ay ne bileyim her "bu gece bende kalsana" diyene dikkat etmiyorum -.-. işte ayak üstü lafladık, onlar da çalışacak insan arıyormuş ve fakat benim okulum var... neyse işte o da insan lazım olursa bana haber verecek bir gece üç gece beş gece çalışmak için...

peki ya internet camiasında tanıdığımız bütüüüün bad boyların gerçekte çekingen ve özgüven yoksunu çıkması... ay şunu yapalım mı, bunu yapalım mı, gel bende kal demeyi biliyorsun da tanışıp tokalaşacakken niye ezilip büzülüyorsun? adam mı yiyorum ben. neyse yanıma gelmeye cesaret etmesi de bir şey herhalde... NE DEMİŞ MEVLANA ÇOCUKLAR, YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL. hoşlanmıyorum karşımda kekeleyen, ezilen büzülen insan görmekten. beni de geriyorlar ben de ne yapacağımı şaşırıyorum...

sonra mert gelince soul'a geçtik, yemek yedik, bir şeyler içtik. konuştuk falan her zamanki şeyler işte. sonra da dost'a geçtik kitap baktık. yarabbim mert'in gazına geldik tarot kartı aldım fkjdshfkds. ben ne anlarım tarottan ya, ben fala bile inanmam bi kere kjfjdklgfd. BENİM İŞİM KARA BÜYÜ, BEN GÖRÜ'DE UZMANLAŞMAMIŞIM kgjjfd.

sonra benim çok çişim var diye başka bi yere çöktük ve o sırada ekin aradı. açmayacaktım, sonra açtım zaten arkamızdalarmış te allam. tolunay'la geziyorlarmış, hocaya gideceklermiş, kolumuzdan tutup bizi de götürdüler. vallahi bu kez kendimi hiç suçlu hissetmiyorum, ne bir şeyleri kovalamaya gittim ne bilmediğim bir şeyin içine düştüm, gayet de riskleri değerlendirip hocayı görmeye gittim. baktık onur orda, içeri girer girmez "kalacak mısınız?" dedi. vay amk, senin evin sanki git ananda babanda kal tövbe tövbeee... hayır hepimizde var bu, ben de hocanın evinden fatih'i kovdum mesela, üç saniyede herkes kendi eviymiş gibi benimsiyor adamın evini. bi gün birimiz gaza gelip adamı kendi evinden kovmaya kalkacağız ondan korkuyorum gkfdjkgfd.

gecenin ikisinde mert "beni buradan çıkar, kabalık etmek istemiyorum ama nefes almakta zorlanıyorum" dedi. YAV SAAT İKİ İKİ. ama yani, ne yapalım, yapacak bir şey yok çocuğun astımı var ve evdeki herkes bir kömür sobası kadar duman çıkarıyor, hepimiz ha bire sigara içiyoruz... hoca uzanmak için odasına gitmişken "biz kaçıyoruz hoca uyanmadan" dedim. durumu açıkladım. sapıtmayın kalın, mert öteki odalardan birinde yatsın falan dedilerse de mert'te bir uzlaşma emaresi yoktu... "ulan cessie" dedim "başa gelen çekilir hadi bakalım..." çocuğa ben kalıyorum sen git diyemedim tabi o saatte anasını satiym. neyse. evden çıktık önce bi kaybolduk. bi köpek bizi sahiplendi, etrafı kolaçan edip durdu, insan içine çıkana kadar da peşimizden ayrılmadı. sonra bi taksi çevirip atladık kızılay'a gittik. ikide birde bir polis aracı görmeseydik çok tatlı bi' macera olabilirdi ve fakat nerede polis aracı, polis üniforması, polis rozeti falan görsem inanılmaz geriliyorum ve hiçbir şekilde hiçbiriyle muhatap olmak zorunda kalmak istemiyorum. polis fobisi var bende. ya neyse sonuç olarak siktiriboktan bi simitçide sabahlamış olduk ki zaten orada da 2 saat falan oturduk. sonra da ilk metroyla evimize döndük.

ya işte bunları da sevmiyorum mesela. birilerini bir yerlerden çıkarmak zorunda kalmayı falan sevmiyorum. mesela insanların pat diye ortaya derdini söylemek yerine beni dürtüp "beni kurtaaağr" demesini çoğu zaman sevmiyorum. ya çünkü ikimizin de ağzı var ve düşünürsek aslında aynı şeyleri söyleyeceğiz yani insanlara... kendi sıkıntılarının arkasında dursunlar ve "cessie kurtar bizi"den başka bir çözüm yolu bulsunlar kendilerine istiyorum...

yani neyse, hocayı görmüş oldum, fatih'i görmüş oldum iyi oldu ne bileyim. biraz da kötü oldu çünkü ne gerek var böyle sokaklarda sabahlamalara falan... neyse deneyim deneyimdir çocuklar, alın o zaman size dün gecenin şarkısını bırakayım:

https://youtu.be/1M4ADcMn3dA

2 yorum:

  1. Ana balkon malkon bir şey yok muydu evde 2 saat bekleseydiniz metro açılana kadar ben de direk eve geçiceksiniz sandım sonra simitçide sabahladınız o da güzelmiş.
    İnternetten insanlarla tanışmaya ve buluşmaya ara vereyim diyorum sonra ben antepte kimi bulabilirim ki diye düşünüyorum normal hayatta. Bence badboyların hepsinin ilgi muhtacı sünepeler çıkması güzel bir şey. :D İlgiyi tek bu yolla elde edebileceklerini düşünüyor da olabilirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya mert hiç uzlaşmacı değildi dediğim gibi. Bence de çok saçma oldu. Eminim vardır bir yerlerinde balkon evin ama aklımıza gelmedi :D

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;