saçma dizi vol.bilmemkaç: Melekler Korusun

Ne zaman daralsam saçma sapan bir şey izlemeye başlıyorum. Kısmetse bir gün de Kısmetse Olur yazısı yazmaya muvaffak olacağım, hatta ağdetağ o günün hayaliyle yaşıyorum. Şimdi size Melekler Korusun karakter dedikodusu yapacağım! Evet, hiç üşenmeden! Hiç üşenmeden 73 bölüm izledim bir de bu diziyi ben. Haydi başlayalım.

Kehroş'la başlıyorum... Hepimizin ninesi... Dırdırıyla huysuzluğuyla hepimizi canından bezdirdi. Kimi yerlerde Mert'le (evet Mert'le) saçımızı başımızı yolduk. Bir yandan babamın kadın hali olduğuna inanıyorum. Kimi zaman çizgiyi aşıyor, haddini bilmiyor ama özünde iyi bir insan. Kendisinin de milyonlarca kez söylediği gibi, hepsi herkesin iyiliği için aslında ama cehenneme giden yol da iyi niyet taşlarıyla örülmüş en nihayetinde. Kızını iki kere everdi, iki kere de zavallının evliliğini bitirdi istemeden de olsa. Var ol Kehribar nine sana ben ne diyeyim djkhkjf.

Aradım, taradım şu kadının bir yalnız fotoğrafını bulamadım dizideki karakterine dair. Yok yahu yok kadın kızı olmadan var olamıyor. Annemin bir değişik versiyonu. Çanta gibi kızı bir İstanbul'a bir Balıkesir'e taşıdı durdu anasını satayım. Ondan sonra bu kız neden isyan ediyor? E eder tabi. Kadın resmen, açık açık "Senin hayatınla ilgili kararları bir de sen mi alacaktın, annenim ben senin!" diye bağrındı durdu dizi boyunca. Beni canımdan bezdiren bir diğer karakter de Melek Teyze. Ben çıldırdım Melek Teyze, İpek nerelere kaçsın, nerelere gitsin? Ay insan senin yanında yaşamakla kötü yola düşmeyi tercih etmek zorunda kalsa ikincisini seçer. Yani en azından ben olsam öyle yaparım. Zamanında kendi anneme de bunu bu açıklıkla ifade etmiştim fkdsjgkfd. Ama işte hayat öğretiyor. Allahtan sonradan Salih Bey'e aşık oldu da biraz insan hislerine bağışıklık ve anlayış geliştirdi.

Ve Salih Baba, hepimizin babası. Nasıl gitmiş de o kokona kadınla evlenmiş, bir de üzerine çocuk yapmış, hayret doğrusu! Onun çocuğunun içinden nasıl böyle bir sığır çıkmış daha da hayret doğrusu! Sonradan gayrımeşru çocuğunun çıkmasına da daha daha hayret doğrusu! Ama çok iyi adamdı, zamansız ölümüyle hepimizin içini parçaladı. Hem de tam ikinci baharlarını yaşıyorlar diye sevinirken. Yine de kalbimizdesin Salih Baba, biz seni her halinle tanıdık, kabullendik ve sevdik, gençlerin dostu, yobazlığın, kıt kafalılığın düşmanı!

Fevzi efendi... Hakkında net bir fikir sahibi olamadığım tek karakter olabilir. Adam düzenbazın, ikiyüzlünün, yılışığın önde gideni ama bir yandan da aile babası, aşık maşık kendi çapında, ağdetağ bir Romeo. Bir yandan Kehroş, bir yandan bu keko çekiştire çekiştire Mualla'ya az çektirmediler, olan kadıncağıza oldu. En sonunda o da aldı çocukları bastı gitti işte, ne yapsın. Baktı bu yarım akıllı adamın elinde ölüp gidecek gkfdjgfd. Seninle ilgili kafam çok karışık Fevzi... Gerçekten beni şok ediyorsun, böyle bir karakter olamaz fkjskdf.

Yarabbim, bir insan nasıl hem bu kadar saf, hatta yarım akıllı, hem de bu kadar cin fikirli olabilir aklım almıyor. Mualla da beni dumurlara uğratan bir başka karakter oldu. Evlendikten ve anne olduktan sonra biraz aklı başına geldi gerçi şaşırtıcı bir şekilde. Anne olmak kutsaldır teması etrafında dönen bir dizi Mualla'dan bir superhero yaratmadıysa, inanılmaz absürt kaçacağını düşünmüş olduklarından. Başka açıklama bulamıyorum ve bu değişimi yadırgamıyorum. Tüm ezilmişliğine ve korkaklığına rağmen yine de aşkı için anasıyla savaş verdi, işleri çözmenin düşe kalka da olsa bir yolunu buldu falan, bir nebze takdir ediyorum Mualla'yı. Zaten dizideki en içten pazarlıksız karakter de o olsa gerek.

Valla dizideki en ne bok yediği belli olmayan ama bir yandan da olan karakterlerden biri de Şener. Hayır kimi görse Barış'a yamamaya çalışıyor anlayamadık sebebini. Önce İpek'le arasını yapmaya kalktı, sonra çocuğu Özgür'e yöneltti, ondan sonra haydiii yine İpek'e. En son başlarına bir Aslı çıktı bunların, hayır arkadaşım evli bari şu kadınla ben meşgul olayım da esas oğlana yazılmasın falan diye kendini feda etmeler de yok. Sürdü oğlanı kızın önüne gözünün yaşına bakmadan fdkskfds. Ne yapmaya çalışıyorsun Şener?! Sen kimin yanındasın?!

Geldik Deniz Anası'na. Oğlum sen var ya, yurdum ergen erkeklerinin acımasız bir tasvirisin. Kızı tavlayana kadar peşinde köpek gibi sürün, kızı tavladıktan sonra bencilliğin, duyarsızlığın, hırtlığın bini bir para, öyle düşük bi piyasa, kapanın elinde kalıyor! Yani şu dizide senden nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmedim galiba allahın öküzü seni. Ama hata size paye veren biz kızlarda anasını satayım, ısrarla düşüyoruz buna. Neyse Kerouac'i hatırlayıp ruhumu rahatlatıyorum çünkü onun bir kez söylediği benim beş milyar kez alıntıladığım gibi; bir adam ahmaklık edip bir kadının sınırını zorlayabilir ve 19. yüzyıla yaraşır patron tipi hâkimiyetini sonuna kadar kurabilir ama bütün kozlar oynandığında bunun ona bir faydası olmayacaktır. Yitirişin -gelecekteki yengisi ve kuvveti gözlerinde gizli- hatunu kayıplarını telafi eder; erkeğin dudaklarından ise "elbette sevgilim"den başka bir şey duymayız. Şu alıntıyı aslında dizideki hemen her kadın- erkek ilişkisinin ucuna iliştiresim var...

Erkan, Erkan, Erkan... Sana laflar hazırladım Erkan... Ama üşeniyorum vallahi söylemeye. Sen nasıl saçma bir adamsın yahu. Bu ne basiretsizlik, bu nasıl bir akıl tutulması? Sırf acıdığın için ısrarla bir kadınla birlikte olmaya kalkıyorsun? Sırf acınacak hallere düşmemiş pozları kesebildiği için çok zor durumdaki bir kadına arkanı dönüyorsun? Üstelik ikinci kadın çocuğunun annesi? Ay kaç yaşına geldin bir ayrılık acısını atlatamadın diye git başkasına tutun, onu da yerden yere çarp onu da seveme, sonra onu da bırakınca bu sefer de git alkole tutun. Bravo seni ayakta alkışlıyorum gerçekten... Yargılama kimseyi Cessie diyorum ama seni yargılamadan edemiyorum...

Barış, sen nasıl bir ayran gönüllüsün acaba? Seni bir de başımıza Romeo diye çıkardılar... Hayır kıza o kadar aşıksın, ölüp geberiyorsun güya ama nerede güzel hatun görsen salyaların derya oluyor mübarek. Ne bu, günümüz gençliğinin içi boş cıvık aşkına da sen mi örneksin acaba? Gittin kızın en yakın arkadaşına da yazıldın, aşıktın ona da güya. Tamam yani gönül bu yakın arkadaşlara da konabiliyor fkjdsjkfds ona bir şey diyemiyorum, zaten haddim değil benim mevzular ortada ama fkjshkfds of devam edemiycem sanırım. AMA EN AZINDAN BİRAZ NET OL NET. Önüne gelene yazılma öyle. Valla kırdığın fındıklar bir değil iki değil. Erkan'ın yaptığı hatayı bu salak da yaptı dizinin başında. Ay bir insana acımak kadar iğrenç ve aşağılayıcı bir his daha bilmiyorum. Bir de bunu iyi bir şeymiş gibi sunuyorlar ya iyice deliriyorum. Acıdığım hiç kimseyi sevemiyorum, net.

Yemin ediyorum nefret ediyordum şu karakterden de. Önce ailesinin elinde kukla gibi bir oraya bir buraya sürüklendi, yetmedi insanların arkasından bin bir türlü iş çevirdi. Hamile kalıp doğurmaya karar verene kadar da ne kendini ne hayatını savunmaya cesareti olmadı. En sonunda çocuğu doğurdu, bu sefer kadın başıma yapamam triplerine girip hiç sevmediği bir adamla evlendi. Adamda da var suç, belli yani kızın gönlünün sende olmadığı. Bazı şeyler olmuyorsa olmuyor zorlamanın ne anlamı var ben de onu bilmiyorum. Kimse ölmüyor aşk acısından, belki sever, belki severim tripleri de karşındakini küçük düşürmenin / ona acımanın başka bir çeşidi gibi geliyor bana, nefret ediyorum. Neyse ki sonradan aklını başına devşirdi, kimselere ihtiyacım yok kendi başıma büyütürüm kızımı dedi de biraz kurtardı vaziyeti. 

Nesin sen? Yeryüzünün en mızmız, en çocuk karakteri mi? Bir insan olgun olmaktan ne kadar uzaksa dizi boyunca o kadar uzaktın bundan yahu. Hayallerimin peşinden koşacağım diye yollara düşmeni hepimiz desteklemiştik. Yani ebeveyn olmayan hepimiz en azından fsdjkfs. Sonra hocama aşık oldum diye hepsini elinin tersiyle itmen tabi biraz hayal kırıklığına uğrattı ama gençliktir olur böyle şeyler dedik. Ayrı eve çıkmalar falan hep onayladığım şeyler. Ama benden başkasına dokunmasın diye gidip adamla sevişmeye kalkışmak ne demek oluyor bana onu bir söyle?  Bir eş olarak da korkunçmuşsun, onu da gördük. Kaprisler kaprisler kaprisler. Gerçi ben daha korkunç bir eş olabilirdim düşününce ama bana ne dksjfds. Burası benim blogum, istediğimi gömerim. 

Dizinin net en renkli, en aklı başında karakterlerinden biri. En azından insanların arkasından çok bir iş çevirmiyor, düşündüğünü söylemekten çekinmiyor, düşüncelerini herkese savunabiliyor falan. Nispeten dürüst bir insan profili çizmeyi başarıyor küçük cepçiliklerini falan saymazsak. Aman o da çok mühim değil hangimiz bardan cafeden tuzluk çatal çalmadık ki fksdjkfds. Ben çalmadım aslında ama dsakdsaj ay neyse ne ya, Özgür'ü seviyorum. 

Yılaaaan! Ay yılaaaaaaaan! Çevirmediği dolap dümen kalmadı kadının dizi boyunca. Bu nasıl bir hırs, nasıl bir takıntı aklım hayalim almıyor. Yahu insan sevdiği kişiyi mutlu görmek ister. Sevmek biraz da "mutlu ol, benimle mutlu olamıyorsan başkasıyla ol ama mutlu ol" diyebilmek değil midir allaşkına? Gel hayatı birbirimiz için cehenneme çevirelim, beni sevme ama yine de başkasına da yar olma, sefil perişan ol ama yanı başımda ol nasıl bir mantıktır yahu? İçimi kuruttu içimi. 

Daha bir çok karaktere edecek bir çift lafım var ama biraz üşeniyorum galiba. Şu diziye bunca mesai harcadığıma, bir de oturup yazısını yazdığıma da inanamıyorum. Mevzu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor: HITLER BİLE GEÇTİ BEŞİNCİ BOYUTA, BEN DAHA BEŞ YÜZ SENE REENKARNE OLACAĞIM ANASINI SATİYM! 

Kafan toparlandı mı diye soracak olursanız, kriz anlarını atlattık. İlaçlarımı kullanmadığım halde biraz daha sakinim. Geçen senelerdeki hallerime kıyasla çok çok sakinim, telefonlara sarılıp kimseleri darlamadan atlatıyoruz o anları. Yeni bir saçma diziye başlamam diye umuyorum, vaktimi daha hayırlı işlere vakfedebilirim galiba. Hadi bakalım, bu da böyle bol nefretli az çemkirmeli bir yazı olsun. Bu sefer müzik de yok.