sonik hanım şalanjı 12-13-14 ve 15

şalanjı çok boşladım. kaldığım yerden devam ediyorum. sanırım yarım saat-bir saat sonra falan birileri beni evden alıp hastaneye götürecek o yüzden umarım yetiştirebilirim. 12. soru, son on sene içinde hayatımda nelerin değiştiği...

23 yaşındayım, 10 sene önce 13 yaşındaydım. o zamanlara ait bir fotoğrafım yok dijital ortamda, olsa da size asssla göstermezdim. 13 yaşındayken depresif ve obezdim çünkü. yanaklarım o kadar kocaman olmuştu ki, gözlerim görünmüyordu. vücudum da hayli büyük çaplı bir silindiri andırıyordu. kor-kunç-tu. şimdi size kişisel evrimimi göstereceğim.

burada, çok büyük ihtimalle lise son sınıftayım. 17 ya da 18 yaşında olmalıyım. pek fazla görünmüyorum ve sanırım bu iyi bir şey. o zamanlar her zaman söylediğim gibi, çoğunlukla mutsuz bir kızdım. şimdi çoğunlukla mutlu bir kızım, bu değişmiş mesela. yani daha doğrusu şöyle diyeyim, o zamanlarda olduğu kadar şimdi de her şeyden şikayet ediyor olsam da, en azından kendimi "mutsuz" olarak nitelemiyorum.

bu, üniversite birinci sınıf. kesinlikle 18 yaşında olduğum bir dönem olmalı. okula başlayalı çok olmamıştı. SURATIM NASIL DA ŞEKİLSİZ BİR PATATESE BENZİYOR. hayatımın en mutlu ve en stabil dönemi falan olabilir. siyah boğazlı kazaklar ve geniş paçalı pantolonlar giyiyordum o zamanlar. o zamanlar burcu'yla yakın arkadaştık, şimdi hayatımda değil. bu da değişmiş.

burada 19 yaşındayım. 2015 yazı bu. placebo konserinden. o zamanlar nohut'la sevgiliydik ve hayatın gerçekten kabus gibi bir dönemiydi. tartışmalar, ağlamalar, daha çok tartışmalar... şimdi hayatımda nohut da yok ve bunu söyleyeceğimi o zamanlar asla tahmin edemezdim ama iyi ki de yok. değiştiğine çok memnun olduğum şeylerden biri.

burada ikinci sınıftayız. bakın gözlüğüm değişmiş mesela. burcu'yla sinemada çekmiştik. hala şişkoyum ahaha ama çok güzel gülüyorum. galiba değişen şeylerden biri de bu, artık o kadar güzel güldüğümü sanmıyorum.

bu fotoğraf kampa gittiğim ilk yaza ait. ALLAHIM HALA ŞİŞKOYUM İNANAMIYORUM. ama daha az şişkoyum. geçen yıllar ruh sağlığımdan olduğu kadar kilolarımdan da bir şeyler götürdüğü için çok mutluyum. yanımdaki alara. 20'li yaşlarda tanıştığım bir çocukluk arkadaşı. insanın 20'li yaşlarda tanıştığı birini çocukluk arkadaşı olarak niteleyebileceğini bilmiyordum ama olabiliyormuş. kesin paralel evrenlerin birinde kapı komşusu falandık alara'yla.

bu da bu yaz. hayatın yükü omuzlarıma binmişçesine -ki aslında eveth biraz bindi- çaresizim. çünkü açılmış bir yuvanın başında ne yapacağımı bilemiyorum. fark ettiyseniz, daha az şişkoyum ahahah. 

bu da son halim. 

10 sene içinde çok şey değişti. 10 sene önce odamdaki çalışma masası bile farklıydı. 10 sene önce bir kitaplığım yoktu. 10 sene önce aile ilişkilerimde bu kadar sıçıp batırmamıştım. 10 sene önce yanına bile yaklaşmak istemeyeceğim adamlara aşık oldum. 10 sene önce bu kadar sık tacize uğramıyordum, 10 sene önce tanımadığım insanları kollarından tutup barlardan çıkarmıyor ve evlerinde kalmıyordum. 10 sene önce insanlarla ve yaşamla ilgili çok katı ve net çizgilerim vardı. 10 sene önce insanları daha çok yargılıyordum. 10 sene önce kendi doğrularımın tüm insanlığı kapsaması gerektiğine çok emindim. 10 sene önce "bu da yaşamın başka bir yolu" diyemiyordum. 10 sene önce bir ağaca bakınca içim mutlulukla dolmuyordu. 10 sene önce renkler bu kadar parlak değildi, tüm dünya inanılmaz derecede griydi. 10 sene önce de şimdi olduğu gibi kendimle sorunlarım vardı ama kendimi biraz olsun sevmemi sağlayacak herhangi bir şeye sahip değildim. 10 sene önce çok kibirli biriydim. 10 sene önce insanların kalbini kırmaktan hiç çekinmezdim. somurtkan ve umutsuzdum. inanılmaz yalnızdım. geçen 10 sene içinde biraz büyümüşüm yani sizin anlayacağınız. 

on üçüncü soru, on sene sonra, nerede nasıl yaşamak istediğim... 10 sene sonra 33 yaşında mı olacağım? hımmm... küçük bir şehirde yaşamak istiyorum, neresi olduğu çok da mühim değil. yaşadığım şehirde bir deniz, bir göl, bir su birikintisi olursa bu beni mutlu eder. 10 sene sonra ne yapmak istiyorum hiçbir fikrim yok ama kesinlikle 10 sene içinde aşkı bulmuş olmak istiyorum arkadaşlar... mümkünse on sene sonra yanımda sevdiğim bir adam olsun, her nerede yaşıyorsak beraber yaşayalım. 

on dördüncü soru: keşke arkadaşım olsa dediğin ünlü kim? yani bu soruya çok net bir yanıtım var: patti smith.

ve on beşinci soru, 15 yaşında birine vereceğin nasihat ne olurdu? ya çok bilemiyorum ne olurdu. çok bir yaş farkımız yok çünkü 15 yaşında biri ile. hayat konusunda çok kasmamasını falan söylerdim. hayat bize anlattıkları gibi bir şey değilmiş çünkü. her zaman hata yapmaya hakkı olduğunu ve hata yapmaktan korkmamasını söylerdim. bir hobi edinmesini kesinlikle söylerdim. kendisine karşı da diğer insanlara karşı da dürüst ve açık olmasını söylerdim. sevgiye, aşka değer vermesini, dünyanın başına çökmemiş olduğunu ve hayatın çevremize topladığımız güzel insanlarla, içtenlikli ilişkiler kurarak daha güzel olduğunu söylerdim. bir de korunmadan seks yapmamasını ve tanımadığı bilmediği insanların yanında götü başı çok dağıtmamasını söylerdim. derdim ki, hayat senin hayatın, nasıl istiyorsan öyle yaşa. düşersen de kalkmanın bir yolunu bulursun.