5 Ekim 2017 Perşembe

1.

Şalanja başlıyorum. Dün yazamadım, dünü anlatarak başlayacağım. Dün neredeyse sıradan bir gündü çünkü.

Evde misafirim var, Çanta. Bir iki gündür bizde kalıyor, Çanta kimdir necidir falan derseniz ben de bilmiyorum, internette tanıştığım bir oğlan Çanta. Asla konuşmuyor, asla konuşmayan insanların ağzına kürekle vurmak istiyorum. Çanta'nın sadist ya da sosyopat olduğundan şüpheleniyorum. Şimdi bize mercimek çorbası pişirmeye çalışıyor. Suda yürür gibi bir var oluşu var, sanki ağır çekimde yaşıyor. Neyse, dün onunla Kızılay'a inecektik.

Öğlen bir buçuk gibi uyandım ve Çanta'ya "Uyandın mı?" diye mesaj attım. "Kızılay'dayım, akşama uçak bileti buldum, buradan hava alanına geçeceğim" gibi bir yanıt geldi. "Yok artık!" diye yataktan fırladım ve fekat salonda oturuyormuş. Buna inandım çünkü ansızın evimizi terk eden misafirlerimiz olabiliyor.

Bir önceki gün binbir beceriksizlikle pişirdiğim ve bir miktar da yaktığım kabak yemeğinden yedim. O da tee Gebze'den çantasında kalan böreği yedi. Banyo yaptım ve Kızılay'a indik. Dost'a gittik çünkü anladığımız üzre Ankara'da hayat benim için kitap-bira-kitap şeklinde cereyan ediyor. Neyse Dost'ta çeşitli kitaplar seçtim ama bira içmek istediğimden kitapları almadım. Okunacak bir ton kitabım var ama biram yok, ona da böyle söyledim.

Kitapçıdan çıkınca Soul'a geçtik, orada Çanta efendiyi biraz olsun konuşturmayı başardım. Bira içtim, Çanta alkol tüketmiyor ve sigara içince de kafası güzel oluyormuş. Bu harika bir yaşam bence, kafanın güzel olması hususunda bir miktar daha ucuz benimkine nazaran. Ne ise.

Soul'dan kalktık ve boş boş dolandık. Biz el ele yürürken Caner'le karşılaştık. Tango izlemeye gitmek için Özlem'i bekliyormuş. Allahım iki gündür sağda solda el ele görünüyoruz falan ama ortada bir şey de yok. Aşk hayatım hâlâ durgun bir göl gibi. Az sonra para çekerken de Eda ve Kaan'la karşılaştık. Caretta tayfa boşuna heyecan yapıyor, üzülüyorum, çocukları yine hayal kırıklığına uğratacağım. Yaklaşık bir 100 kişi falanız ve artık düzgün bir ilişkim olmasını heyecanla bekliyoruz ahahah.

Sonra havan aramaya başladık. Kızılay'da havan bulamadım ama renkli yünler satan bir yer buldum. Zeliha'nın evindeyken kazak örmeye başlamıştık. Otostopta kazak örmeye devam ediyorduk. Bu örgü işi çok mantıklı kazak imalatına başlamaya karar verdim. O yüzden bu mutluluk verici.

Sonra çocuğu "AÇIM BEN AÇ" diyerek Kızılay AVM'ye sürükledim ve kumpir yedik. Metroda eve dönerken Çanta'nın omzuna başımı yaslayıp uyumaya çalıştım. Otobüste yanında oturduğum bey Zeliha ile mesajlaşmalarımı okumuş, bana nasihat verdi, hey allam. Özel hayatımın bu şekilde tırtıklanmasından hoşlanmıyorum, kişiler ne kadar iyi niyetli olursa olsun.

Yani aslında iyi idare ediyordum ama şimdi yine modum değişti. Gelince koltuğa kıvrılıp Çanta'nın yorganını üzerime çektim ve üşüdüm. Sonsuzca üşüyorum bu şehirde. Sıcak iklimlere göç etmek istiyorum. Sonra da uyuduk işte. Bunu yapıyoruz, küçücük koltukta saatlerce rahatsız bir uyku uyuduktan sonra ben pes edip kendi odama gidiyorum ve yastığıma sarılıyorum.

Bir günüm böyle geçti, bu günümü de akşam ya da yarın yazarım. Haydi bakalım, bir de şarkı bırakayım.


2 yorum:

  1. Çanta komik birine benziyor ama sen gene de beni dinleme, ben çok gerizekalıyım bu konuda.
    Şu sana kampa yollayacağım dediğim ama asla yollamadığım kitapları hala istiyor musun? Bir gün buluşalım ayrıca, bunu da talep ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana kesinlikle güvenmiyorum Ender konusunda da başta çok ilimliydin. Çanta komik birisi, insandan çok köpeğe benziyor. Kitapları istiyorum Murathan Mungan sen vereceksin diye para vermiyorum ve bekliyorum ahah. Lütfen buluşalım bence de.

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;