25 Ekim 2017 Çarşamba

yeni şalanj ve olan biten

Ben taşınacağım diye tutturunca ailem bulup buluşturup bir miktar para göndermişler. İnsanları "Bakın ben bu işten caymak üzereyim" diye güncellemedim tabii. Neyse iyi oldu, böylece Mert'e borcumu ödeyebilirim. Annemlere de öyle söyledim, madem gönderdiniz bu parayı, Mert'e olan borçlarımı ödeyeceğim dedim, iyi öyle yap dediler.

Okulu bitirme kararım her şeyi değiştirdi, yeni bir eve çıkmamı bütünüyle gereksiz kıldı. Gerçi her yıl okulu bitirmeye karar verip bitiremiyorum, o yüzden kendime de çok güvenemiyorum ama bu kez daha kararlı gibiyim.

Baktık taşınmıyoruz, dedik ki yaşadığımız yeri yaşanabilir bir yer haline getirelim. Ben bulaşıklara giriştim, Mert de odayı toparladı. Bu gün de kendi odamdaki kıyafetleri bir hale yola sokmaya çalışacağım.

İki gündür tarifsiz karın ağrıları ile kıvranıyorum, Mert bana sıcak su şişeleri hazırlıyor onları karnıma koyuyorum, reglim korkunç geçiyor. Yarın okula gitmeye muvaffak olabileceğimi umuyorum.

Öbür şalanjı bitiremedim ama bu şalanja başlamaktan kendimi alıkoymayacak kadar da utanmazım. Bu gün beş dört şey patlaşacağım kendimle ilgili.

Birincisi, karar alma mekanizmam bozuk. Buna hiç kimse inanmıyor olsa da ben bahsettiğim bahsedeceğim her türlü beyinsel bozukluğun gerçekten beyinsel bozukluk olduğunu ve yıllar yılı kullandığım ilaçlarla alakalı olduğunu düşünüyorum bu arada. Eskiden de karar almakta zorlanırdım ama aldığım kararları genellikle uygulardım. Bunlar büyük kararlar da olabilir küçük kararlar da. Bunun tek istisnası ders çalışma konusu idi. Ama yıllar içerisinde karar alma ve onu uygulama yetim azaldı azaldı azaldı ve neredeyse yok oldu. Bunu üç günde bir değişen taşınma kararımdan da anlayabilirsiniz ama yalnız bu kadar değil, aldığım çok çok basit kararları bile uygulayamıyorum. Mesela, yarın sınavım var, kesinlikle okula gideceğim gibi bir karar aldığımı varsayalım, ertesi gün bu kararı BÜTÜNÜYLE UNUTMUŞ olduğumdan okula gitmediğim oluyor. Bu gün dışarı çıktığımda kitap almayacağım gibi bir kararı hatırlıyor olsam da benim için hiçbir mantıklı yanı olmadığından sekiz tane kitabı kucaklayıp eve dönebiliyorum ve ay sonunu getiremiyorum. Kaç gündür içiyorum, bu gün bira içmeyeceğim diye çıktığım bir akşam kendimi on tane bira içmiş, takside sızmamaya çalışırken bulabiliyorum. Herkes çeşitli kararlar alıp bunların dışına çıkabilir elbette ama burada kastettiğim biz öz disiplin eksikliğinden çok bir mantık eksikliği. Aslında o kararı almamın bir nedeni vardı, fakat bu nedenlerle birlikte tüm o düşünce süreci de zihnimden silinmiş olduğundan daha önce böyle bir karar almış olduğumu biri hatırlatana dek ya hiç hatırlamıyorum ya da bir karar almış olduğumu hatırlasam bile nedenlerini asla hatırlamadığımdan almış olduğum karar bana çok saçma geliyor ve bu kararı ekarte edecek yeni anlık kararlar alıyorum.

İkincisi, para algım yok. Bu da son üç beş senedir başımda olan bir bela. Üniversiteye ilk başladığım yıllarda para biriktirebilirken artık borç içinde yüzüyorum çünkü kesinlikle muhasebe yapamıyorum. Elimde ne kadar para var, ne kadarını neye harcıyorum ve sonunda elimde ne kadar para kalacak asla kestiremiyorum. Bunu rakamlar şeklinde karşıma çıkarsalar bile asla algılayamıyorum. Para azalıp çoğalabilen bir şey gibi gelmiyor. Diyelim ki cebimde 100 lira var ve bununla üç gün idare etmek zorundayım. Bu gün bunun 70 lirasını harcamakta asla tereddüt etmiyorum çünkü geriye 30 liranın kalacak ve bu üç gün için bana yetmeyecek olması gibi bir düşünce zihnimde asla oluşamıyor. Sayılar hiçbir anlam ifade etmiyor yani algılayamıyorum bunu. Bu nedenle anlık harcamalarımı yanımda birileri olmaz ve beni uyarmazsa kontrol edemiyorum. Daha saçması, bunu parasız kaldığımda bile idrak edemiyor oluşum. Ancak Mert'le oturup Mert bana geri zekalıya anlatır gibi sekiz yüzüncü kez "Cessie, şu kadar paran vardı, bak şimdi şu kadar kaldı o yüzden bu gün yaptığın harcama seni sıkıntıya sokacak." diye anlattığında "Haaaaa!" gibi bir aydınlanma yaşayıp panik olabiliyorum. Bu, hayatımı en çok etkileyen sıkıntılardan biri arkadaşlar.

Üçüncüsü, evde uzun süre kapalı kaldıysam dışarı çıktığımda kesin bir saçmalık yapıyorum. Çeşitli nedenlerden ötürü kendimi eve kapattığım oluyor. Bu bazen "çok parasızım, çıkarsam yine para harcayacağım, en iyisi evde oturayım" şeklinde cereyan ediyor bazense keyfim ve enerjim olmadığından dışarı çıkmıyorum. Bazen üç günle sınırlı olurken, bir ay boyunca kafamı pencereden bile dışarı uzatmadığım da olabiliyor. Bu eve kapanma dönemlerinin sonlandığı dönemler hepimiz için çok saçma ve kaotik oluyor. Dışarıya adımımı attığımda aklımı evde unutmuş oluyorum herhalde, büyük bir neşe ve canlılık kazanıyorum ve özellikle o ilk gün aldığım kararlar kesinlikle yerinde olmuyor. Ya sokakta sabahlıyorum, ya hocanın evine gitmiş oluyorum, ya birilerinin tacizine uğramış oluyorum, ya da kendimi İstanbul'da falan buluyorum. Hiç biri olmasa yine çılgın gibi para harcamış oluyorum. Zaten bu alış veriş konusu o kadar saçma ki, bunun tüketim çılgınlığı ile bile alakası yok yani, canım sıkkın biraz alış veriş yapayım da moralim düzelsin gibi bir tavrım hiçbir zaman olmadı, sadece o an yapılabilir olmasıyla alakalı ve tüm bunlar o an her şeyin yapılabilir olması ile alakalı. Riskleri falan hesaplayamıyorum, bu davranışın bana geri dönüşü nasıl olur onu da kestiremiyorum sonsuz sevincim içerisinde sağda solda savrulup duruyorum. O yüzden uzun süre evden çıkmadıysam ve hâlâ bir parça mantığım var ise yine Mert'le çıkmaya ve beni akla mantığa davet etmesine izin vermeye falan çalışıyorum.

Dördüncüsü, zaman algım da neredeyse yok. Bu diğerlerine nazaran çok daha normal bir şey ve herkesin böyle sorunları var sanırım. Zamanımı bölme ve planlama konusunda gerçekten başarısızım. Nereye kaç dakikada gidebilirim, kaç dakikada duştan çıkabilirim, evden ne zaman çıkmalıyım ki gideceğim yere geç kalmayayım gibi şeyler asla hesaplayamadığım şeyler. Küçük zaman dilimlerini bölmekte daha az zorlanıyorum. Özellikle tarihler benim için hiçbir şey ifade etmiyor, bir olay üzerinden uzun bir süre geçti ise bir hafta önce mi oldu yoksa üç hafta önce mi bunu bile bilemiyorum. Benim için dün, dünden önceki gün bir de bu gün var, geçmişle alakalı algım da bu kadar ahahah.

Bunlar ruh hastası olduğumdan mı, ilgisiz olduğumdan mı kaynaklanıyor en ufak fikrim yok gerçekten ama benim için yaşamı zorlaştıran en temel şeyler bunlar. Yine karnım ağrıyor, belki biraz daha uyurum, belki bir şeyler okurum. Size de bir şey bırakayım, benden başka kimsenin dinlemediği ahahah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;