29 Kasım 2017 Çarşamba

güne nasıl başlıyorum?


Birkaç gündür güne böyle başlıyorum. İkinci sınıftayken miydi, üç müydü, bir ara burnumu deldirmiştim. Sonra pirsingi değiştirince o delik küçüldü. Bir gün mevcut pirsingimi de kabul etmedi burnum ve tükürdü. Geçenlerde Cansu ile buluşmak için Kızılay'a inmiştim, oralara kadar gitmişken tekrar deldirdim burnumu. Kanayıp duruyor, ben de yine enfeksiyon kapacak, bir tepecik oluşacak, aynı acıları yeniden çekeceğim diye çok korkuyorum ama bunun önüne geçmek için bir şey yaptığım söylenemez.

İlaçlarımı kullanmaya başladım,daha iyiceyim, kendimi doktora götürecek kadar iyi olmam demek daha iyice olmak demekti zaten. Bunun henüz ilaçlarla bir alakası yok. Hâlâ çok telaşlı ve gergin uyanıyorum, çok fazla rüya görmüş olarak ve çok erken uyanıyorum, beş gibi, altı gibi. Gün içinde uyumamaya gayret edip gece erken yatıyorum. Gün ışığından faydalanmak gerçekten önemli. Mina'nın da dediği gibi, Ankara'da zaten çok kısıtlı miktarda güneş var ama olsun.

Sonra kalkıyorum, bazen çay bazen kahve yapıyorum. Birileri muhakkak bir şeyler yazmış oluyor, onlara cevap veriyorum. Sigara içiyorum, kitap okumaya çalışıyorum bazen okuyamıyorum. Pencereden dışarıya bakıyorum ve Mert'in uyanmasını bekliyorum.

Mert uyanınca onu açım diye sıkıştırıyorum, bazen de aç hissetmiyorum ve o beni "AÇSIN, BİR ŞEY YE!" diye sıkıştırıyor. Okuyorum, bir şeyler izliyoruz sonra resim yapmaya çalışıyorum, sonra yine okumaya çalışıyorum ve böylece sonsuzca bir şeyler yapmaya çalışıp yapamayışlar içinde savruluyorum.

Cahit Hoca'yı iki kez aradım kurs için, cevap alamadım. Öyle olunca mesaj atmıştım, gel bekliyorum diye cevap atmış bu gün. Önümüzdeki günlerde oraya gideceğim, şu kursa başlasam çok harika olacak. İşsizlik güçsüzlük çok zor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;