8 Ağustos 2019 Perşembe

havalar çok sıcak (diziler filmler spoilerlı)


Şimdi, birkaç kişi dövmeyi merak etmişti, dövme şöyle bir şey. Geçenlerde liseden bir arkadaşımla (Özge) buluştum. Onu beklerken kaşımı deldirivereyim dedim. Kaşımı delen dövmeci hafif bir gölgelendirme ile çok tatlış bir şey olacağını savundu. En başta biz de o şekil şeyler düşünmüştük yapan kızla ama karar verememiştik, bakalım. 

Son yazımın ertesi günü yengemin kardeşi Fikret Abi'nin ölüm haberini aldık. Annem teyzemlere koştu ben de yengemlere. Herkes çok üzüldü, gençti. Deliyim, kötü etkilenirim diye beni cenazeye götürmediler. Bu duruma biraz üzüldüm biraz sevindim. 

Bunun haricinde günlerimi Burak'la kavga ederek, bir iki minik çizim yaparak, kitap okuyarak ve çoğunlukla Behzat Ç izleyerek geçirdim. Kaşıma hiçbir şey sıkmadım, biraz şiş, enfeksiyon kapacak gibi duruyor. Adana nemli ve mikroplu mu acaba? Antalya'da da Ankara'da da bu delim işlerinde sıkıntı yaşamıyorum ama Adana'da işler yolunda gitmiyor. Bari yarın okyanus suyu pıslatayım.

Şimdi size biraz izlediğim biraz da okuduğum bir şeylerden bahsedeceğim. Önce Netflix'in iğrenç filmleri... Bunları biraz spoilerlı yazabilirim.

Artık güzel film izlemekten (Netflix adlı oluşumdan yani) umudumu kestiğim için aklıma ne estiyse onu izliyorum. Bunu da 0 beklenti ile açtım yine de nefret etmeden ve sinirlenmeden edemiyorum. YANİ DÜNYANIN EN SIRADAN VE 8473298432 KEZ İŞLENMİŞ HİKÂYESİ BE!

Adam, kıza kafayı takar, bütün ailesini hunharca katleder, kız adamdan kaçmaya çalışırken kaza geçirir ve hafızasını kaybeder. Bu esnada yabancı adam herkese kendisini kızın kocası gibi tanıtır, dolayısıyla kıza da. Hafızasını kaybetmiş olan kız film süresince biraz bir şeyler hatırlamaya başlar. Onun hafızasını geri kazanma potansiyelinden ürken adam dış dünya ile bütün bağlantısını koparmaya, kızsa kaçmaya uğraşır falan filan. Dediğim gibi, dünyanın en sıradan gerilim filmi. Öylesine kafa dağıtmak için izleyebilirsiniz. Ama bence izlemeyin yani bunu izleyeceğinize Psycho'yu 72. kez falan izleyin daha iyi, çok vasat. 2019 ABD yapımı, yönetmen Peter Sullivan, IMDB puanı 4.4.

İkinci film The Last Witch Hunter. Bu da dünyanın en boş beleş filmlerinden biri arkadaşlar. Hem de güzel olabilecekken. Ana karakter, yüzyıllar öncesinde, cadı avlanan yıllarda dostları ile beraber Kraliçe Cadı'yı avlamak için yollara düşüyor. Çünkü Kraliçe Cadı yaşadığı bölgeye kara veba salmış. Bölgedeki herkes ölüyor. Büyünün etkisiz kalması için büyüyü yapanı etkisiz hale getirmek gerekiyor. Ana karakter tam cadıyı öldürecekken Cadı kendisini sonsuz yaşamla lanetliyor. Böylece ana karakter yüzyıllarca yaşıyor. Cadılarla sulh sağlanıyor fakat bundan rahatsız olanlar ve Kraliçe Cadı'yı geri döndürmek isteyenler var. Bu koşuşturma esnasında ana karakter, rüyada gezebilme yeteneği olan bir cadıyla tanışıyor, aşık oluyorlar, el ele zorlukları yeniyorlar falan. İnanılmaz klişe ve havada kalan bir film olmuş... 2015 Kanada- Çin yapımı, yönetmen Breck Eisner, IMDB puanı 6.

Bahsedeceğim son film Sleepy Hollow. Biiiir türlü izleyememiştim bu filmi, sonunda izlemeyi başardım. Normalde Tim Burton'ın filmlerini çok seviyordum ama yani artık kolayından kolayından mütemadiyen kendisini tekrarlıyor gibime geliyor. Karakterlerinin tuhaf oluşunu falan seviyorum ama ne bileyim biraz yenilik istiyorum. Tarzını muhafaza etsin ama yeni bir şey izleyeyim. Johnny Depp de hep aynı jest ve mimiklerle oynuyor bu adamın filmlerinde. Sleepy Hollow'da izlediğim dedektifle, Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndaki Willy Wonka aynı olmasın ama lütfen ya... Bu filmi anlatmayacağım bu film hakkında homurdandım sadece.

1999 ABD-Almanya yapımı, yönetmen Tim Burton, IMDB puanı 7.4.

Öte yandan Netflix diziler açısından galiba filmler kadar korkunç değil, bilmiyorum. Ya da ben dizi canavarı olmadığımdan sadece herkesin izleyip sevdiği dizilere mi bakınıyorum onu da bilmiyorum. Gerçi benim tamamlayabildiğim diziler pek adını sanını duyduğum diziler değildi. Hepsini yazmak isterim ama bu gün sadece Atypical'ı yazacağım.

Atypical bana sorarsanız inanılmaz tatlı bir komedi - dram dizisi. 2 sezonu yayınlanmış, sanırım 3 günde falan bitirdim ki bu benim için büyük bir başarı. Her bir bölüm 30 dakika.

Dizi, otizmli bir gencin kız arkadaş bulmak istediği beyanı ile başlıyor. O zamana dek fazlaca korunmuş olan Sam'in özgür ve normal bir birey olarak yaşamak adına adımlar atması, adeta kelebek etkisi gibi etrafındaki herkesin hayatını değiştirmeye başlıyor ve birdenbire bir aile dramı izlemeye başlıyoruz. Kız kardeşi yeni bir okula başlıyor ve cinsel kimliğini anlamaya çalışıyor, anne bir barmenle yatarak babayı aldatıyor, terapisti hayırsız erkek arkadaşından hamile kalıyor ve biiiir ton şey. Hepsi o kadar tatlı ve samimi cereyan ediyor ki, oyunculuk muazzam. İki kardeşin ilişkisi harika gerçekçi, anne ile babanın ilişkisi öyle. Hafif ve keyifli bir şeyler izlemek isterseniz bakabilirsiniz. 

Biraz da okuduklarımdan yazacaktım ama çok yoruldum ve susadım, o da sonraya kalsın. 
Öbdüm hepinizi :*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;