17 Mart 2018 Cumartesi

neler oldu, ne izledim


Ekin İstanbul'a taşınıyor. Dün onu uğurlamak için toplaşmıştık. Yine hunharca para harcadım, korkunç bu allam. Asla ne kadar para harcadığımı kestirememem beni küçük çaplı felaketlere sürüklüyor. Külotlardan pişman değilim ama arkadaşlar. Mert'in evinden taşınırken o evde sadece kitaplarımın yarısını bırakmadım, külotlarımın büyük bir çoğunluğunu, ütümü, saç kurutma makinesini, elzem olmayan tüm kıyafetlerimi de bıraktım. Şimdi mesela bunu anneme anlatsam anlamaz, siz de belki kolaycılık dersiniz ama, tek amacım olabildiğince hızlı bir şekilde o evden ayrılmaktı. Beş külotla yaşıyorum o evden çıktığımdan beri, 5. Spor ayakkabısı alacağım hâlâ alamadım, toplamda 3 sütyenim var. Bunlar ihtiyaç, bu ihtiyaçlara harcanması gereken para ise sonsuzca ve sonsuzca kitaba ve alkole gidiyor, bir de dışarıdan söylediğim tavuk dönerlere... Bir de sigaraya tabii... Mali yönetimimi nasıl sağlayabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yok, nakit para taşımak, harcamalarımı not etmek falan yardımcı olur belki, iyi ki daha çok param yok, bu manyaklık son bulmaksızın sürüp gitsin istemezdim. RABBİM HEPİMİZİ KISITLI İMKANLARA KAVUŞTURSUN, bu şekilde bari tüket ve daha çok tüket dünyasında ister istemez bir parça sınırlıyoruz kendimizi.

Neyse, hep beraber bir şeyler içtik. Neyse ki bu kez evime otobüsle dönebilecek kadar ayık kalktım o masadan. İnanılmaz çaba gösteriyorum kendimi zaptetmek için. İlaçlarımı düzenli kullanmaya çalışıyorum. Şimdi daha stabil olduğumdan, daha aklı selim kararlar alabildiğimden nispeten, geçmişte ne kadar cozutmuş olduğumu fark edebiliyorum.

Tinder'dan bir oğlanla daha eşleşmiştik. Bu uygulamayı salt flört etmek için kullanmayan tek insanım sanıyordum, değilmişim. Oğlan İstanbul'dan gelmiş, bir buçuk saatlik bir boşluğu varmış. Bir tane insanla oturayım bari demiş, o bir tane insan ben oldum. Yazdı Kızılay'da isen görüşelim diye, dedim istiyorsan gel biz kalabalık bir grup halindeyiz. Kalktı geldi, aaaoooo telefonlar bişiler fotoğrafımızı çekmeler fkjdskfds. Neyse ki oğlanı "Yanımda erkek sinek görseler heyecanlanıyorlar sen bunlara aldırma" diye uyarmıştım. Ekin'in çocuğa zorla aldırdığı birayı benim ödemeye niyetlenmem de olay oldu. "Ne kadar tanıyorsun bu çocuğu, ay niye sen ödüyorsun?!" Ya çünkü hiç tanımadığın oğlanın burnuna zorla dayadın birayı, biz davet ettik, işi yok, belki parası da yok, yola çıkacak? Ahahahah dünyanın en düşünceli kerizi falan ben oluyorum böyle durumlarda galiba ama birileri de aynı şeyleri bir yerlerde benim için yapıyor. Hayata borçlu kalmamak gibi geliyor, gocunmuyorum.

Normal bir gece idi. Deli Ekin'e küçük notlar yazıp verdik. Beni çok sevdiğini, beni tanıdığına çok memnun olduğunu 7 kez falan söyledi ayrılırken. Ben de öyleyim, umarım çok mutlu olur yeni yaşamında, mutlu olmayı hak ediyor.

Birkaç film daha izledim ama onları şimdilik yazmayacağım. Bu film elzem çünkü ruhumu çürüttü. Yine de izledim. Durun önce kendime yumurta pişireyim.

Kendime yumurta, beyaz peynir ve kahveden oluşan mütevazi bir kahvaltı hazırladım. Allam yüzyıllar sonra böyle bir cümle kurabildiğim için öyle mutluyum ki... Neyse, dün yemek yerken izleyecek bir şeyler bakınıyordum. Bunu açtım, kafamı dağıtırım diye düşündüm. Ama görüp görebileceğim en samimiyetsiz aşk filmini izledim galiba. Zaten bu Hande Doğandemir'in oyunculuğu beni öldürüyor. Hayır nasıl insan rol yaparken bu kadar bağırabilir ben rol yapıyorum diye ben anlam veremiyorum. Bütün klişeler de bir araya gelmiş, ay amaan ne izledim ben de bilmiyorum. Filme çemkirecektim bir dolu ama ona bile üşendim. Bana kalırsa hiç bulaşmayın bu filme, dünyanın en gereksiz filmlerinden biri olabilir. Böyle konuşmak da istemiyorum ama böyle... Yönetmen Andaç Haznedaroğlu, yapım yılı 2016, IMDB puanı 5.6.

Bu gün evde temizlik var, temizlik sırası bende. İnsanlar ayaklanınca bu işe başlamayı düşünüyorum. Biyokimya çalışmaya çalışacağım, pazartesi sınavım var. Biraz da belki kitap okurum. Bu da hafta sonu müziği:





2 yorum:

  1. Nostaljik caz parçalarını vs. severim. Ya da böyle atmosferleri. :)

    Dün on tane falan kitap aldım ben de. :) Çok güzel kitaplar var. Ama çok kötü kitaplar da var. Klişe aşk romanları mesela... Her zaman oluyorlar. Çok satıyorlar. Kaliteli kitaplar bulmak lazım. :) :) Yaşasın okumak! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaliteli kitaplar biiirsürü. Çöp kitap okumuyorum artık eskisi kadar.

      Sil

nasiplenin arkadaşlar :)

926 şarkının sadece 200'ünün gösterilmesi ayıp.

Zevkle Takip Ediyoruz:

Kitapkurtları;

Farklı İklimlerden;