olanlar bitenler

 Uzun süredir ortalarda yoktum. 3 hafta tatil olan okulum online eğitime geçince, 1 yılımı (yaklaşık) Adana'da geçirdim... Evdeyim aylardır. Babamın akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı, ama ilk evrede yakalamışız. Tümörünün biri yok olmuş, biri de epeyce küçülmüş, tedavisi iyi gidiyor. 

Işık bana rasta yapmıştı. Belime kadar uzun saçlarım olmuştu heheh. Ama onları önce omuz hizamda kestik, sonra dayanamayıp tekrar açtım. Sanırım rasta çok bana göre değilmiş, yıkaması çok zor, dip bakımı denen bir şeyi var, ölüm gibi. Şimdi hayatıma bir sarı civciv olarak devam ediyorum. Size bifor aftır fotileri koyayım. 

bifor

aftır

Tabi yüzümdeki metal sayısı arttı. Çok tatlı bir dövme yaptırdım, tam olarak şöyle bi şey... Eren'in işlerini çoook severek takip ediyordum. Bunu görünce mesaj attım, dövme yaptırabilir miyim diye. Biraz beklersen ben yapabilirim, dedi. Nerede yaşadığını sordum, Adana'daymış şansa bak. Sağolsun evime kadar geldi ve dövdü beni. Parayı da manevi babişkom AFC verdi, o da çok sağ olsun. 

Okulla ilgili ufak sorunlar çıktı, yoksa atıldım mı diye bir minik kalp sektesi geçirdim. Atılmamışım, pazartesi sorun çözüldü, üç gündür derslerime giriyorum. Açıköğretimden sosyolojiye kaydoldum. Çünkü masal terapi derslerim bitti, boş vakti doldurmak lazım, çünkü neden olmayayım, çok sıkılıyorum. 

Uzuuunca bir süre daha sosyal bir alanda ilerleme konusuna kafa yorsam da gönlümün bir parçası biyolojide kalıyor herhalde. Terapilerim iyi gidiyor, alkolü neredeyse tamamen bıraktım. Aklım hep güzel soğuk biralarda olsa da çok nadir içiyorum. 

Yine bi flört üçgeni içine düşer gibi olup düşmedim, ama böyle olaylarda kabak hep bana patlayacak diye çok korkuyorum. Çünkü bir yerden bana patlıyor da sanki. Canım kankimi seçtim, oğlanı engelledim, kankime durumları haber verdim, şimdilik tüm bunları nadasa bıraktım ve yaşamımı sürdürüyorum. Utku hepsine siktir çek, bu saatten sonra kimsenin nazı çekilmez Cessie, o negatif kayığı ayağınla itele falan diyerek çok moral verdi sağolsun ama asla bana bir corona flörtü bulamadı. Buradan Mina'ya sesleniyorum, bu işi o becerir gibime geliyor: MİNA BANA BİRİNİ BUL NOLUR...

Immm tüm bunların haricinde fotoşop yapmayı öğrenmeye çalışıyorum ve bolca resim yapmaya çalışıyorum. Bir yerlere varacak gibiyiz. 

Bu yıl çok az kitap okudum. Çok az da film izledim, onları da iliştirip gideceğim. 

Bahsedeceğim ilk kitap Roth'dan Aldatma olsun. İki üç yaz önce herhalde, başka bir kitabını okuyup çok sevmiştim. Babamın duygularını sömürerek yaptığım bir alışverişte aldım Aldatma'yı. Roth'un yasak ilişkisini anlattığı bir kitap bu, ama asla ne kadarının kurgu, ne kadarının gerçek olduğunu anlayamadığımız, kadınların yaşamlarına dokunduğumuz ama adamdan bütünüyle uzak kaldığımız bir kitap. Aslında bir kazanova değil burada anlatıcı yazar, bir anı toplayıcısı. Kadınları değil onların anlattıklarını seviyor adeta. Onlara aşık oluyor ve onlarla sevişiyor. Keyifle okuduğum bir kitap oldu, bir çırpıda da bitti. 

Bu kitap Norveç mi İsveç mi, oralar ekseninde dönüyordu. Çocuk kitapları okumayı çok seviyorum. Bunun da PDF'i elime geçince bir çırpıda okuyuverdim. Küçük feministin kitabı, feminist hareketi "feminazi" dışında tutarak anlatması açısından güzeldi bence. Tarihteki ilk feministler, oy hakkının kazanılması, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları basitçe anlatmış. Keyifli bir kitaptı, okuyup okutabilirsiniz. 

Bu yıl ennn sevdiğim kitaplardan biri oldu sanırım. İçinde çeşitli şekillerde şiddet görmüş, tacize veya tecavüze uğramış ve cinayete kurban gitmiş kadınların öyküleri anlatılıyor. O kadar ajitasyondan uzak ve erkek gözünden bakınca doğal anlatıyor ki yazar bu öyküleri, neredeyse hepsi trajikomik bir hal alıyor. Bunu okumanızı muhakkak öneriyorum. 

Üç beş kitap üç beş de film yazacaktım ama mecalim kalmadı. Hem anam geldi biraz onu taciz edeyim. Sonra biraz Aristo okuyayım, klasik mantık dersinden hiçbir şey anlamıyorum arkadaşlar. Modern mantığa bakmaya hiç cesaret edemedim o yüzden. 

Hepinizi öbüyorum. :*