Görsel buradan. |
Murat Uyurkulak ile bu kitap sayesinde tanıştım. Oysa Tol'u yazmış daha önce. Okuyanlar da "Önce Tol okunsun" demişler, öyle olmadı. Görseli aldığım blog yazarı Tol'u okuduktan sonra Har'ın kendisini biraz hayal kırıklığına uğrattığından söz etmiş. Bu yorum beni Tol adına meraklandırdı açıkçası, beklentimi de biraz yükseltti.
Murat Uyurkulak bir ejderhanın mide fesadından vücut bulan bir ülkeyi anlatıyor - ki üzerinden ekşi kokulu dumanlar tütmesi bundandır diyor.
Har'da gerçek, hayali karakterler vesilesiyle anlatılıyor. Yamuk'lardan söz ediliyor, ki aslında onlar biziz. Savaştan dem vuruluyor ki aslında o söz etmek istemediğim bir şey.
Har pek fazla anlatamadığım, mekân değişikliğim ve adaptasyon sürecime denk gelerek sekteye uğrayan, etkileyici, yer yer sarsıcı bir kitap sanki.
Bu yetersiz ve karmaşık yorumdan sonra "okumam" diyecek olursanız, demeyin.
Okuyun. Çünkü zamanın latif bir rüzgâr, hakikatin nazif bir yaprak olduğunu idrak ettiyseniz, hem vakit çabuk geçerdi hem de anlattığınız hikâye güzel olurdu.
Ve yazar muhtemelen bunu idrak etmişti.
kapak tasarımını beğenmedim yahu ben:( tabi önemli olan iç güzelliği, zaten bu da benim hayat felsefmdir hiç öyle dış görünüşe bakmam
YanıtlaSil(bkz: uydurmanın üst sınırı)
Tol'un kapağı çok hoşuma gidiyor ama nedense bunu ben de pek sevmedimdi.
SilTol'u bugün gördüm ben dolanırken kitapçıda. Çok dikkatimi çekmişti.
YanıtlaSilSenin zevkine çok güvendiğimi bilirsin Cessie, özellikle Mine Söğüt'ten sonra :)
Ehehe :D
SilBöyle şeyler duyunca bi mutlu oluyorum, bi şımarıyorum. Tol'u çok merak ediyorum. Har biraz gümbürtüye gitti gibi oldu ama farklıydı, etkileyiciydi.
konusu ilgince benziyor, duymamıştım.
YanıtlaSil:)
Bak buna şaşırdım işte!
Sil